Yeni Marmara Gazetesi'nin sahibi Orhan Efe’nin her yıl Ramazan ayı geldiğinde hayata geçirdiği kötü bir huyu vardır.
Orucun başladığı andan, arife günü iftar vaktine kadar ortalıkta hiç göremezsiniz Orhan Efe’yi.
Hatta, görmek ne kelime, telefonu bile bu süre boyunca devamlı kapalıdır kendisinin.
Bazı münafıklar “orucu uykuya tutturduğunu” iddia etseler bile kanaatim odur ki, aslında istihareye yatıyor Orhan Efe ve On TV için yeni yayın döneminde farklı projeler üretmeye çalışıyor Ramazan uykusunda!
Pek yakında kuzey kutbundan, Zimbabwe’ye kadar yeni stüdyolar açıp, oralardan naklen yayın yapmaya girişirse hiç şaşırmayın derim şimdiden!
Hadi Orhan Efe yine şu sıralar uyuyor…
Peki, bu kentin en büyük mülki idare amiri Bursa Valisi Yakup Canbolat ne yapıyor dersiniz?
Ortalık aylardır Korona’dan yıkılıyor, sağlık görevlisinden, mezar kazıcısına, belediye başkanlarından, ambülans şoförlerine değin herkes seferber olmuş sahada canla başla savaşırken, siz Vali bey hazretlerini bir hastaneyi ziyaret edip de hiç olmazsa oradaki insanlara moral verdiğini, böylesi bir tek kare fotoğrafın basında yer aldığını gördünüz mü?
İşittiğime göre Yakup Canbolat mikrop kapmaktan endişe ediyormuş ve bu yüzden de insanlarla temas etmekten ölesiye korkuyormuş!
Yaşadıklarımız resmen bir savaş hali ve bir komutan düşünün, “bana mermi gelir” diye harp meydanına çıkmasın ve orduyu evden idare etsin!
Hele hele bir de “Sağlık İl Müdürü” var ki Bursa’nın, işi kentimizde sağlık sistemini koruyup gözetmek olan Halim Ömer Kaşıkçı, Vali beyden bin beter, makamından çıkmıyor dışarı!
“İmam tıksırırsa eğer, müezzin kamet getirirken öksürür” diye bir laf var ya hani?
Yoksa da ben şimdi uydurdum!
Uysa da kodum yazıya, uymasa da!
Bursa İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkçı “birileri” tarafından önce İstanbul’dan alınıp Yalova’ya, oradan da Bursa’ya getirilen bir kişi.
Değil Bursa’yı bilip tanımak, Yeşilyayla’nın üst taraflarındaki bir Sağlık Ocağı’nın önüne bırak yolu bulamaz, mesai arkadaşı Özel ve Tıbbi Hizmetler Başkanı Ayhan Kalyoncu’yu arayarak ambülans ister makamına geri dönebilmek için!
Ulaşan bilgilere göre müdürün hanım, çoluk çocuk zaten İstanbul’da yaşadıkları için, her haftanın Cuma günü yola çıkıp, hafta başında da kentimize dönüyormuş Kaşıkçı.
Kendisi “part time” müdürlük yapıyor yani sizin anlayacağınız; fakat maaşı “full time” ödeniyor kendisine!
Bursa’da görev yapan kimi bürokratların kifayetsiz ve görevlerini layıkıyla yerine getiremiyor olmalarına karşın “iki yıldız” parlıyor siyaset dünyasında üstelik, her ikisi de “sağlık” camiasından.
Biri, herkesin derdiyle dertlenen, telefonunu 24 saat boyunca derman arayan her vatandaşın aramasına açık tutan iktidar partisinin Bursa Milletvekili Mustafa Esgin…
Diğeriyse muhalefete mensup bir vekil olmasına karşın müthiş bir performansla gece gündüz çalışıp insanlara faydalı olmaya çalışarak kendini sevdiren halk adamı, bizim oğlan Erkan Aydın.
CHP’den bedavaya vekil yapılan sağlıkçı bir mebus daha var ki, bırakın kendisini, gölgesini görebilene aşk olsun!
Artık esamesi bile okunmayan BAL-GÖÇ’te başkanlık yapan, daha sonra da Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi’nde başhekimlik koltuğuna oturtulan Yüksel Özkan, milletvekili aday listesine konularak CHP’nin kentimize attığı kazıklardan sadece biri.
İşte bu Yüksel Özkan, Mart ayının sonlarına doğru “dostlar alışverişte görsün” mantığıyla bazı sağlık kuruluşlarına uğruyor ve izlenimlerini bir “mektup” vasıtasıyla Bursa basınında kendine yakın gördüğü bazı isimlere aktarıyor.
Tabi söylediklerinin kayda değer hiçbir yanı yok; nitrojen gazından tayyare, selam söyle o yâre yani!
Fakat bir “fotoğraf karesi” dikkat çekiyor bu ziyaretlerinde…
Yüksel Özkan’ın uğradığı mekanlardan biri de 121 nolu Çamlıca Sağlık Ocağı’dır!
Memlekette onca sağlık ocağı neyin dururken CHP’li bir milletvekili ziyaret için niçin orasını seçer, niçin ama?!.
Bir tek fotoğraf karesinin gösterdiği çarpıcı tabloyla tescil edilen yanıt aslında çok açıktır:
Orada MHP’nin devri iktidarında, Osman Durmuş zamanında Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olan yakın dostu Hüseyin Demirel hekim olarak görev yapmaktadır da onun için.
Siyasette herkesin izi birbirine karışmıştır artık.
Talebeliğinde Yeni Asya Grubuna yakın, sonrasında MHP’liliğe evrilen, ardındansa şu tarafa devrilen Yavuz Baştuğ zamanında Bursa Kamu Hastaneleri Birliği’ne “uzman” yapılan Hüseyin Demirel’in ayrıca uzun süre Yüksek İhtisas Hastanesi’nin başhekim yardımcılığı koltuğunda oturtulduğunu da anımsatmış olalım.
Hüseyin Demirel’in eşi Melahat Demirel Bayrak da sağlık sisteminde doktor; daha doğrusu “doktordu” desek daha doğru olur çünkü, 01-09-2016 tarihinde Devlet’te aile hekimiyken “abla” olduğu gerekçesiyle ihraç edildi.
“Ablalar” bir bir tespit edilip uzaklaştırılırken Sağlık Bakanlığı’nda, ortalık abiler, emiceler ve dayılara kaldı gitti!
Peki, CHP’li bir milletvekilinin ne işi var Hüseyin Demirel’in dizinin dibinde sizce?
Şimdilerde her ne kadar adı sanı bilinmeyen bir sağlık ocağında çalışsa da Demirel’in tıp camiasındaki lakabı “baron”!..
Her ne kadar kendisi uzaklaştırılsa da Bursa’nın sağlık sisteminde kim hangi köşeye gelecek, kimler yükseltilip, terfi alacak, kimin ataması nereye yapılacak bunun yolu hala Hüseyin Demirel’den geçiyor.
Yüksek İhtisas Hastanesi’ndeki kadrolaşmayı Yüksel Özkan’la birlikte gerçekleştiriyorlar zaten.
Bunun için Bursa’daki en büyük destekçisi Özel ve Tıbbi Hizmetler Başkanı Ayhan Kalyoncu.
İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı alt kadroların pek çoğu bayramlarda Hüseyin Demirel’in elini öpmeye geliyor.
Ankara da dolaylı yoldan Demirel’in kanatları altında.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “akıl hocası” Medipol Üniversitesi Rektörü Sabahattin Aydın da Hüseyin Demirel’le birlikte MHP zamanında “müsteşar yardımcılığı” yapan bir isim.
Sabahattin Aydın, Hüseyin Demirel ve Ayhan Kalyoncu, Bursa’nın dağlarından, Angara’nın bağlarında doğru bir ara gidivermişler işte:
Başını Demirel’in çektiği bu grup Bursa’daki görevlendirmelerde “bir sana, bir bana, lokum kalsın Hasan’a” metoduyla sağlık sistemindeki köşelere sağdan, soldan, MHP’den, HDP’den ve dahi “dul kadının çocuklarından” pek çok ismi tıkır tıkır yerleştiriyor.
Gelin görün ki, Ak Partililere fazla rağbet etmiyor ekip!
Ve sıra yeni yapılan Şehir Hastanesi’ne geldiğinde eski bakan Hakan Çavuşoğlu meseleye el koyuyor ve bunlara “höt” diyor!
Bakan’ın “höt” dediği bir yerde “bakılmayanlara” ne söylemek düşer?
İşte Bursalıların Hakan Çavuşoğlu gibi, ortalıkta fink atan, bazen de Korona korkusuyla burnunu dışarı çıkaramayan kimi bürokratlara siyasi açıdan ayar verecek bir “çavuşa” ihtiyacı var!
Varlığını, ağırlığını daha çok hissettirmeli Çavuşoğlu.
Koskoca kent sahipsiz kaldı resmen.