Selam sevgili okur…
Kazmayı vurdukça yerin altından petrol ve doğalgaz fışkıran, yüzyıllarca eski Osmanlı coğrafyasında kalmış ülkelerin bereketi üzerimize olsun!..
Bugün bu sütunlardaki konuğumuz tekstilci, Vemteks’in sahibi, Bursa Organize Sanayi Bölgesindeki 45 dönümlük yerinde yaklaşık 50 milyon USD yatırımla faaliyet gösteren Ottoman Boya ve Apre tesisinin kurucu ortağı, OTTO Medya’nın hissedarı sanayici, kentimizde yaşayan pek çok kişinin yakından tanıdığı işadamı Vedat Kantar…
-Vedat Bey, hoş geldiniz…
“Hoş bulduk, kolay gelsin.”
-Okurlarımızdan gelen soruları içten ve samimiyetle, hiç kimseden korkup çekinmeden, yanıtlamaya hazır mısınız?
"Hazırım."
-Size sanayi ve ticaret çevrelerinde “Deli Vedat” diyorlar; neden acaba?..
Bir Türk atasözü vardır. Bilirsin!! “Atın iyisine doru, yiğidin iyisine “Deli” derler.”
“Bir kere hesabımı kitabımı bilirim… Lüzumsuz yere boşuna para asla harcamam… İşimde kesinlikle hile hurda yoktur… Hayat felsefem, “Hayatta en büyük hile dürüstlüktür” tezi üzerine kurulu… Borcumu zamanında hiç geciktirmeden öderim… Karşı taraftan da aynı özeni beklerim… Tüm bu özellikler “Delilik” olarak tanımlanıyorsa desinler, hiç sıkıntı yok!..”
-Şimdi Vedat Bey, bu durumun sebebi de son derece şaibeli ancak, İran arıza gerekçesiyle Türkiye’ye verdiği doğal gazı 10 günlüğüne kesti… Ardından elektrik idaresi de yine sanayiciye verdiği, enerjiyi 3 günlüğüne kapattı… Üstelik de bunu sadece organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren fabrikalar için uygulamaya soktu!.. Yani kömür yakan ya da bursa ovasında kaçak merdiven altı çalışan firmalar bu yaptırımlardan genellikle muaf olacaklar ve haksız rekabet yapmayı sürdürecekler… Nedir vaziyetiniz?..
“Sevgili kardeşim, işte bizim Türk sanayicileri olarak bir sahibimiz, bir arayıp soranımız, derdimizle ilgilenen insanlarımız yok… Asıl en büyük sorunumuz bu!.. Meslektaşlarımız da bu elektrik ve doğal gaz meselesiyle meşgul olacaklarına, çıkıp dağda kayak yapmayı tercih edince ortada tek başımıza muhalif gibi kalıyoruz işte böyle…”
-“Ortada kalmak” derken?
“Ben aylar öncesinden bağlantı ve sözleşme yapıp, ortaya mal teslim şartları ve üretim süresini de koyan bir belgeye imza atıyorum… Olmadı, teminat veriyorum… Dünya standartlarında üretim yapıyor, borçlanarak buna uygun makine ve tesisatı işletmeme koyuyorum… Sonra bir gün birileri bir gün önceden diyor ki, “Senin doğal gazını kestik. Pazartesi de elektriğini keseceğiz”!..
Böyle bir rezalet olur mu ya?!.
Ben bedelini fazla fazla ödeyip, organize sanayi bölgesine bugün 400 kişinin çalıştığı bir yatırım yapmış, anlaşmaların altına imza atmışım…
Devlet bana alt yapı, enerji dahil üretim için gerekli her türlü ihtiyacımı vereceğini taahhüt etmiş…
Sonra şaka gibi bir gün vanayı kapatıp, şalteri indiriyor ve ortada bu işin sorumlusu yok!..
Hani nerede sahibimiz, bizim mağduriyetimizle kim ilgilenecek?..”
-Derken?
“Hani nerede Bursa milletvekilleri? Mustafa Esgin, başta olmak üzere bir-iki kişi ilgileniyor vatandaşın derdiyle…
Nerede diğerleri?
Ne iş yapar bunlar?
Hakkımı helal etmiyorum.
Bırakın etmeyi, “Benim verdiğim vergilerle aldıkları maaşları hak etmeyen bürokratlara da hakkım haram olsun, zehir zıkkım olsun” diyorum!..”
-Of of!.. Siz epeyce dolmuşsunuz Vedat Bey…
“Nerede Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan? Tekstilin ve otomotivin başkenti Bursa’da sanayici kahroluyor, kıvranıyor, muhalefetiyle, iktidarıyla adamlar takılmışlar iki kadının peşine, “Yok Ademle Havva şöyleydi, yok azıcık geçkince o spiker kadın aslında Cumhurbaşkanı’na hakaret etmediydi”…
Türkiye’nin gündemi bunlar değil arkadaş!.. Memleketin gündemi ekonomi ve artık durma noktasına gelen sanayi…
Vali Bey nerede, bu şehrin en büyük mülki idare amiri niye hala uyumakla meşgul?”
-İran gazı kesti… Barajlarda su yok, hidroelektrik santralleri çalıştırılamıyor… Son yılların en soğuk kışını geçiriyoruz… Üstelik de doğalgaz iletim sistemleri de artık kafi değil… İran’ın bu kesintiyi siyasi nedenlerle yapmış olması ihtimali çok can sıkıcı…
“İran’dan aldığımız gaz, ithal ettiğimiz toplam gazın sadece yüzde 10’u… Ayrıca, bize gelen toplam gazın sadece yüzde 30’u elektrik üretmek için kullanılıyor… Kalanıysa sanayi ve konutlara dağıtılıyor… Bu işte ya bir hesap hatası ya da bize söylenmeyen bazı şeyler var!.. Üstelik de ne hesap veren var ortada ne de bu iş bir daha asla olmayacak diye taahhütte bulunan bir hükümet görevlisi!.. Biz bu günden itibaren istemeyerek de olsa personel azaltmaya başlayacağız… Bu işin sonu kıyamet gibi duruyor!..
Sevgili kardeşim, Allah aşkına, bu işin bir yedeği, deposu olmaz mı?
Ya bi cevap verin ya!..
Yazın doğalgaz rezervini niye kullandın?
Ama ben size bir şey diyeyim mi güzel kardeşim?”
-Deyin Kantar Bey; bugün dükkan sizin!..
“Biz vaktiyle DOSAB’ta kömür tozuyla çalışacak, çevreye de bir gram zararı dokunmayacak son teknoloji bir enerji santrali kuracaktık…
Ve bu sistem diğer OSB’lere de örnek olacak, Türkiye kendi öz kaynağımız olan kömürümüzü kullanan tesislerle dolacaktı…
Lakin birileri yerel ve ulusal basında bu santrali her gün manşetlerine taşıyarak yalan yanlış haberlerle meseleyi sabote etti…
Orada buhar ve elektrik üretecek, şimdi olduğu gibi dışa bağımlılıktan da kurtulacaktık. Bugün de fabrikalarımız çalışıyor olacaktı.
Yaptırmadılar!..”
-Hey yavrum hey!.. Muhtemelen size doğalgaz ve elektrik vermeyecekler fakat kömür yakan kaçak fabrika ve tesisleri hiç durmadan üretimlerine devam edecek?
“Aynen öyle… Sadece o da değil. Ovanın göbeğinde devasa firmalar kömür yakmaya devam edecek.”
-Canınızı en çok ne acıtıyor Vedat Bey?
“Bakın benim rahmetli sevgili babam Rıdvan Kantar, Merinos’tan işçi emeklisidir…
O fabrikayı kuranlar henüz Bursa’da elektrik yokken iki tane dev Siemens marka kömürle çalışan tribün de getirip monte etmişler…
Bu sistem fabrikanın tüm ihtiyacını karşıladığı gibi, kalan enerjiyi de Bursa’nın ihtiyacı için kullanmış devrin yöneticileri…
Şimdi gidin, rahmetli Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in orada açtığı “Enerji Müzesi’nde” her ikisini de görürsünüz…
Orası bir fabrika, aradan geçen 100 yıl sonra burası da bir ülke ya!..
Bu işin yedeği, ihtiyat payı nasıl olmaz?
Sorumlusu nasıl açıklanmaz?
Aynı şey Japonya’da olsaydı sorumluları intihar etmişti…
Koskoca bir doğalgaz sözleşmesi imzalanırken, böylesi bir risk nasıl bertaraf edilmez?
İşin daha da kötü yanı ne biliyor musun sevgili kardeşim?..”
-Ne?
“Bir sanayici olarak ben ayrıca yıllar boyu gözüm gibi koruduğum itibarımı da kaybedeceğim!..
-Peki, neden?
Çünkü malı taahhüt ettiğim zaman diliminde teslim edemeyeceğim de ondan!..
Dahası, zarar ettiğim için vergimi veremeyeceğim, sabit işletme giderlerimi karşılarken bile sıkıntıya gireceğim…
Burada cezalandırılan namuslu sanayici.
Yarın bu ülke sözünü ettiğim acınası durumun sıkıntısını çok kötü yaşayacak.
Bilmem anlatabiliyor muyum?”
-Evet, anlatıyosunuz Sayın Kantar; hem de çok güzel anlatıyosunuz…
“Bursa’da bir tek BTSO başkanı İbrahim Burkay çırpınıyor soruna çözüm bulabilmek için.
O da bir dereceye kadar, n’apsın adam?
Ortada başka ne bir sivil toplum ne de meslek örgütü var…”
-Çok teşekkür ederim Sayın Kantar samimi açıklamalarınız için…
“Asıl ben teşekkür ederim… Tüm sanayiciler birleşin! Sorun çok, sahip çıkan, ilgilenen yok!..”