Yazarlar

Sevgili okurlarım

post-img
Bundan uzun yıllar önce öğrenmiştim daha önce hiç farkında bile olmadığım ikinci bir dil bilip üstelik de konuştuğumu. Her zaman söylerim, “insanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği ne aklı ne de zekasıdır, aslında farkındalık duygusudur” diye. En az insan kadar zeki veya akıllı başka türler de yaşıyor bu yaşlı gezegenimizde. Ama hiç biri evrenin büyüklüğüne göre zerre hükmünde bile sayılamayacak dünyanın saatte 100 bin kilometre hızla uzayda yol aldığının farkında değil mesela! Aynı zamanda bilgiyle de beslenip gelişiyor farkındalık düzeyi. Yine günün birinde öleceğini bilip bundan sonrası için kendine yeni anlamlar yaratmaya çalışan yeryüzündeki tek canlı da insan örneğin. Hülasa, her kişi ayrı bir farkındalık dünyasında yaşayıp gidiyor bu gezegende, her insan ayrı bir dünya sizin anlayacağınız. Kimi ineği kutsal bir canlı olarak görürken, kiminin aklına inek gördüğü vakit sucuk geliyor. Dediğim gibi, Şerif İzgören’in “Dikkat Vücudunuz Konuşuyor” isimli kitabıyla tanışana dek ana dilimin haricinde ikinci bir lisan daha konuştuğumun farkında bile değildim açıkçası. Beden dili her insanın mutlaka öğrenmesi gereken bir lisan. Sıradan bir kişi 10 dakikalık bir konuşmada ortalama 3 yalan söylermiş! Son günlerde “Lie To Me” isimli diziyi izliyorum. Lost, Shark ve 24 dizilerinin yapımcılarından Davranış Bilimcisi Paul Ekman'ın hayatından esinlenen ve başrolünde Pulp Fiction, Rezervoir Dogs ve en iyi Tarantino filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu Tim Roth'un oynadığı bir drama bu seri. İnsanların yüzlerinden, duruşlarından, ses tonlarından ve konuşma şekillerinden doğruyu mu yoksa yalan mı söylediklerini analiz ederek FBI başta olmak üzere, polise, hukuk firmalarına, özel şirketlere veya askeri birimlere en zor vakaları çözmede yardımcı olan Dr. Lightman ve ekibinin maceraları anlatılıyor orada. Meraklıları için öneririm, hayli keyifli bir yapım çıkmış ortaya. İnsanlara dair farkındalık düzeyinizin artması bakımından çok yararlanacaksınız. Davranış bilimleri ilk gençliğimden itibaren çok ilgimi çekti benim de. Aslında Nietzche’nin psikolog filozof, Freud’unsa filozof psikolog olduğunu o yıllarda öğrendim! Felsefe dünyasına diyalektik düşünce sistemini getirip geliştiren Hegel, Saf Aklın Eleştirisi’yle Kant, Komünist Manifesto ve Kapital gibi eserleriyle Marks, Akımlar Kuramı’yla, Aristo’nun form ve madde değerlendirmesini benimseyen Farabi, onun yolundan ilerleyen İbn-i sina ve dahi şüphecilikten yola çıkıp oradan tasavvufa ve mistik düşünceye ulaşan Gazali hep o dönemlerimin kahramanları arasındadır. Yaşamım boyunca pek çok şey öğrendim kitaplardan. Ama yaşayarak insanlardan öğrendiklerim fersah fersah kitapları da geçti. Birini paylaşayım mı bu gün sizinle? Kulakları çınlasın, çok severim, bundan yine uzun yıllar önce Tiyatro Eğitmeni Cengiz Oba’yla beraber beden dili ve diksiyon çalışıyoruz. Bir gün Cengiz Oba, ofiste duvara dayalı duran kütüphaneyi işaret ederek “onunla yüksek sesle konuşur musun” dedi bana? Afallayıp yüzüne doğru şaşkın bir ifadeyle baktım, “deli miyim ben” diye? Güldü Cengiz. “Her gün kaç saati bu büroda geçiriyorsun” dedi bu kez? Çoğu kez 12 saatten fazlaydı. -Peki, bu kütüphanenin ya da önündeki masanın hiç mi bir anlamı yok senin için? Her gün çekmecelerinden, dolaplarından kitaplar alıp koyuyorsun, arşivini yerleştirip oralarda muhafaza ediyorsun. Canlı olup olmadıklarının ne önemi var? Senin hayatının birer parçası, belki de en önemli objeleri onlar. Nasıl sevmezsin? Nasıl duygusal bir bağ kurup, arada bir konuşmazsın onlarla?!. Cengiz Oba’nın ne demek istediğini işte o vakit anladım. Cansız da olsalar hayatında yer tutan objeleri de sevmeli insan. Masasına, sehpasına, sandalyesine, duvarına astığı tabloya sevgiyle bakmalı, onları içselleştirip arada bir de konuşabilmeli. Sahi en son ne zaman yaptınız bunu siz? Bırakın masayı sandalyeyi, yaşamınızdaki değer verdiğiniz insanlara “onları sevdiğinizi” en son hangi vakit söylediniz? Bunu hele bir yapın da görün bakalım hayatın tadı tuzu nasıl değişiyor. Farkındalık düzeyiniz yüksek olsun, sizleri seviyorum, sevgiyle kalın benim canım sevgili okurlarım.        

Diğer Haberler