İlk defa DSP’nin adayı olarak seçilen Bursa Büyükşehir Belediye Eski Başkanı Erdoğan Bilenser’in döneminde izlemiştik o komediyi.
Kent Meydanı’ndan, Fomara’ya doğru uzanan orta şeride palmiye ağaçları getirtip diktirmişti Bilenser.
Oysa bu durum tam anlamıyla bir bilgisizlik ve görgüsüzlük örneğiydi.
Kucak dolusu para ödenerek satın alınan, büyük olsun diye de 20-30 yıllıklar arasından seçilen bu ağaçlar Bursa’ya ve bu bölgeye ait değildi bir kere!
Sıcak iklimlerin bitkisiydi.
Sadece Akdeniz gibi bölgelerde gelişip büyüyebilirdi, Bıldırkı Mıstık gibi aynen öylece geldiği gibi kalakalır, buralarda mutsuz olurdu!
Nitekim, aradan kaç sene geçti, Bilenser’in palmiyeleri oldukları gibi orada öylece duruyorlar.
Garip, değişik bir adamdı Erdoğan Bilenser, hasta olmaktan çok korkar, arabasının bagajındaprebiyotik, vitamin takviyeli yoğurtlar taşırdı, biraz nane mollaydı yani sizin anlayacağınız!
Halktan da kopuk ve insanlara uzaktı Bilenser.
Hiç unutmuyorum, Özlüceli köylüler geçim sıkıntısından yakınınca ahaliye “siz burada niye frambuaz yetiştirmiyorsunuz” diye sormuş, insanların yüzüne doğru “frambuaz ne la” diye bakması üzerine de bilmiyor olmalarına çok şaşırmıştı Bilenser?!.
Hayret bir şeydi, yeryüzünde “frambuazın varlığından habersiz cahil insanlar” da yaşıyordu demek ki!
Oysa, Fransızca’dan devşirilmiş olanı kullanmak yerine “ahududu” dese oradaki herkes anlayacak ve vereceklerdi yanıtını.
Ne için mi gitmişti Erdoğan Bilenser, Özlüce’ye?
Muhteşem büyük procesi olan golf sahalarını orada kuracak ve memleketimizi dünya zenginlerine açarak turizm zortlatması yapacaktı da ondan gitmişti.
Neticede kendisi pırtladı gitti Bilenser.
Tüm bunların hepsi kulaklarına başkaları tarafından fısıldanan “sokma akıllardı” ve “sokma akıldan” da bir cacık olmazdı zaten!
Palmiye dikeceğine bu yörede yetişen çınar dik, akasya dik, salkım söğüt dik, iğde ağacı dik, mavi ladin dik, limon selvi dik, hiç bir şey bilmiyorsan vak vakları ürkütmeden git bir yere çam dik!
Geçen gün önünden geçerken gördüm, Bursa Büyükşehir Belediye binasının avlusuna da bir sürü palmiye ağacı dikilmiş yine!
Oraların peyzaj işini yapan firma köşeyi dönecek ya…
İlle de en pahalısından, 20-30 yaşında palmiye ağaçları önermiş belli ki birileri!
Yine belli ki, Başkan Recep Altepe’nin kafasına da yine “sokma akıl” işlemişler.
Yahu ne gerek var sırf “zengin gösteriyor” diye o bitkilere kucak dolusu para harcamaya?
Altepe ve genel sekreterle, yardımcıları Kanada’ya gitmişlerdi geçen yılların birinde.
Oradaki göllerde de airboat’a binip gezmişlerdi.
Yaşı biraz fazla olan okurlarım anımsayacaklardır, hani bir aralar TRT’de “Ayı ve Ben” isimli bir dizi oynardı da oraların koruyucusu olan adam ayısıyla birlikte göllerde, sazlıkların arasında dolaşır dururdu ya?
Dönüşte o araçtan satın alıp getirtiyorlar Bursa’ya!
Şöyle bir fotoğraf düşünün:
Hani merhum Erbakan’ı taşıyan, içinden 2 başbakanla bir de Cumhurbaşkanı çıkan ve sıkışık tepişik insanların doluştuğu araç var ya?
İşte, Altepe ve yardımcıları tam olarak o formatta sıkışıp oturuyorlar Uluabat Gölü’nde o daracık airboat’ın üzerine!
Maazallah, tekne alabora olsa tam bir facia yaşanacak!
Ve yine “sokma akıl” devreye giriyor.
Recep Altepe açıklama yapıyor:
“Uluabat’ı, Marmara Denizi’ne bağlayan derede tekneler yüzdürüp, burayı turizme açacağız!”
Olmaz!..
Orada tekne mekne yüzmez!
Yüzmez çünkü, ırmağın dibi alivyon tabakasıyla dolmuş vaziyettedir, bataktır hemen altı.
Nitekim olmadı, olamadı da!
Tekneyi bir daha çıkaramadılar sonra ortaya, nerelerde çürüyor kim bilir?
Artık kim, nasıl soktuysa, “Recep Bölükbaşı’nı Bursaspor’a başkan yapıp destekleme” fikri de “sokma akıldır” ve korkunç bir şekilde geri tepip, Altepe’nin kendi aleyhine dönmüştür!
Gerçi artık anladı ve “hatanın neresinden dönersem kardır” dedi ama Bölükbaşı’nın çok kısa bir sürede itibarının yok olması sonucu bundan çok büyük zarar gördü Recep Altepe.
İstedi ki Bursaspor’un başında kendisiyle uyumlu, kuzu gibi bir başkan bulunsun.
Oysa koyun postuna bürünmüş bir kurt çıktı ortaya, kulübün istikbaldeki gelirlerini bile satıp savarak perişan etti ortalığı.
Geçtiğimiz günlerde BUSKİ’nin, Dobruca’daki tesislerinde belediye başkanı, emniyet müdürünün filan katıldığı bir “moral yemeği” veriyor Bursaspor Yönetimi.
Ve bir İnternet sitesinin mikrofonu masada açık kalıyor!
Altepe’ye doğru eğilen Bölükbaşı diyor ki ona, “Timsah Arena’nın açılışında Cumhurbaşkanı’yla mutlaka görüşmem lazım. Sigorta ve vergi borçlarını bir şekilde onun kanalıyla halletmeliyiz. Bankalar artık küme düşeceğiz endişesiyle bir kuruş bile kredi vermiyor! O gün ben Aktif Bank’ın sahibi ve Ceo’sunu da davet ettim, onlar da gelecekler. Yoksa halimiz felaket!..”
Önceki akşam bir video kaydı düştü İnternet’e.
Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı kenardan sahaya, Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına doğru yürümeye kalkışınca bir koruma kolundan tutarak çekiyor, “ben başkanım” demesine rağmen de aldırmıyor…
Bölükbaşı’nı dışarı atılmaktan kıyıda bekleyen yardımcısı Necmettin Kocaman kurtarıyordu!
Cumhurbaşkanı’nın yanına bile sokulamadı Bölükbaşı, sokturmadılar, o da yandan, sadece tek bir fotoğraf karesine girebildi!
Recep Bölükbaşı açısından çok büyük bir skandaldır bu!
Recep Altepe’nin durumun vahametini artık anlamasının ardından Recep Tayyip Erdoğan da sallamadı Bursaspor Kulüp Başkanı’nı, yanına bile sokturmadı!
Ve ne oldu biliyor musunuz aynı gün?
Çok büyük bir skandal daha patladı!
Bölükbaşı’nın Altepe ve Erdoğan nezdindeki itibarsızlığını yakından gören Aktif Bank’ın sahibi ve Ceo’su, ipotek ettikleri kulübün gelecekteki bilet satış gelirlerinden sonra, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursaspor’a daha yeni hediye edilen yakın çevre yolundaki petrol istasyonuna da el koyup, resen teminat altına aldılar!
Bu şu demek:
Yönetim kredi olarak alıp çoktan harcadığı 50 milyonu eğer taahhüt edilen zamanda geri ödeyemezse banka petrol istasyonunu da satıp, alacağını tahsil edecek!..
Ah Sayın Altepe ah!
“Sokma akılla hareket etmek” bak nelere maloluyor?!.