Yazarlar

Suna Soydaş şikayet etmiş beni

post-img
Yazılarımda genellikle iğneleyici, basın yasalarının cevaz verdiği ölçüde tahrik eden, ironik, bazen romantik, nostaljik, bazen az buçuk argo ve eleştirel bir dil kullanırım. İnsanların artık iki satır bile olsa okumaktan imtina ettiği günümüzde, üstelik de sayfalar dolusu bir yazıyı sonuna kadar bitirtebilmek hiç de kolay bir iş değil tahmin edebileceğiniz gibi. İşte onun için bir parça tahrik ve rahatsız etmeli ki birilerini, arzulanan amaç hasıl olsun. Gelin görün ki kimileri aradaki espriyi gözden kaçırıp, gülüp geçmek yerine ciddiye alarak soluğu Cumhuriyet Savcılarının önünde alıyor. Hele hele bu insanlar üstüne bir de hukukçu olunca daha da bir komik duruma düşüyorlar. Kardeşim, madem avukatsın, attığın taş baş yarsın, yani kendinden eminsen ver dilekçeyi de sonuç al; boşu boşuna meşgul etme insanları. Bu kadarcık bir işte bile sonuç alamıyorsan eğer, mesleki yeterliliğine güvenip de kim getirip vekalet versin sana? Sözünü ettiğim kişi CHP Osmangazi İlçe Başkanlığının Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Avukat Suna Soydaş. Zaten İsmet’le birlikte, İsmet’in altında çalışmayı kabul eden bir insanın siyasi yeterliliği deçokça sorgulanmaya namzet bir konu. Kendisine hakaret ettiğim kanısına kapılan Yusuf kızı İrem’den olma Avukat Suna Soydaşbeni gidip savcılığa şikayet etmiş. Sayın Cumhuriyet Savcısı Recep Erdin de aşağıdaki değerlendirmeyi yaparak hakkımda“takipsizlik” kararı vermiş. Hadi buyurun önce birlikte okuyalım: “SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ: Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan müşteki Suna Soydaş’ın 25-02-2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımıza yapmış olduğu başvuruda Bursa barosuna kayıtlı serbest avukat olarak görev yaptığını, ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi Osmangazi İlçe Başkanlığının hukuk işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olduğunu, şüpheli Mehmet Ali Yılmaz’ın ise Yeni Marmara isimli İnternet gazetesinde yazılar yazdığını; 22-02-2016 tarihinde Osmangazi ilçe yönetimi olarak toplantı yaptıklarını ve söz konusu toplantıya ait resimlerin sosyal medyada paylaşıldığını, şüphelinin yayınlanan bu fotoğrafların bazılarının alt kısmına alay ve hakaret içeren cümleler ile yorum yaparak hem siyasi kimliğini,hem de avukatlık kimliğini küçük düşürmeye çalıştığını belirterek şikayetçi olduğu, Müştekinin ibraz etmiş olduğu İnternet çıktılarının tetkikinde Mehmet Ali Yılmaz’ın yenimarmaragazetesi.com isimli sitede yayınlanan “CHP’deki gaz alma toplantıları” başlıklı yazısında bir toplantı halinde olan kişilerin fotoğrafını yayınlayıp üst kısmında “toplantının yapıldığı saatte içeride 35 kişilik bir katılım vardı” şeklinde, alt kısmında ise “Avukat Suna Soydaş 3 kişilik yer kapladığı için katılım 38 kişiyle gerçekleşti diyebiliriz aslında… Aralarında bir tek Suna Soydaş ‘acaba puanlı yerine siyah giyseydi daha mı zayıf gösterirdi’ diye düşünürken takındığı yüz ifadesi ile yakalanmış kameraya, yine Suna Soydaş’ın toplantıdan sonra Kent Meydanı’ndaki Kafkas Pastanesi’ne gidip profiterol yeme umudu var” şeklinde yorum yapıldığının tespit edildiği, Şüpheli Mehmet Ali Yılmaz’ın savunmasında ise, müştekiyi bildiğini ancak tanışmadıklarını, aralarında herhangi bir kişisel husumet bulunmadığını, söz konusu yazıyı kendisinin kaleme aldığını, ancak hakaret içerikli herhangi bir söyleminin bulunmadığını, bu nedenle atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği anlaşılmış, Tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli Mehmet Ali Yılmaz’ın yazısında müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ya da saldırı olarak kabul edilebilecek her hangi bir söyleme rastlanılmadığı, söz konusu söylemlerin rahatsız edici, ancak hakaret vasfında kabul edilemeyecek yorumlar olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış, bu nedenle müsnet suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle, Soruşturma konusu olayla ilgili olarak KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA… Recep Erdin Cumhuriyet Savcısı” N’oldu şimdi Suna Soydaş? Üç kase profiterol yedikten sonra hararetini gidersin diye üstüne bir de üç bardak vişne şurubu içmen de mi yalan ve hakaret? Bir oturuşta bir oğlağı yediğin, üç kilo ıspanaklı peynirli  böreği tükettikten sonra dişini karıştırırken “daha var mı acaba” diye etrafa bakındığın da mı hayal ve hakaret? Güllacı, sütlacı, zerdeyi,höşmerimi canın kadar sevdiğin, bunları gördüğün vakit acayip mesut ve bahtiyar olduğun, hatta mutluluktan ötürügözlerinin dolduğu da mı uydurma? Partinin lokma dağıttığı günlerde sana ek kontenjan açıldığı da mı hikaye? Can boğazdan gelir Suna Soydaş. Bunlar hiç hakaretten sayılır mı kız? Yiyiyorsun yiyiyorsun ondan sonra da gidip beni şikayet ediyorsun, çok ayıp ediyorsun vallahi!  Ama okkalı kadınsın vesselam. Girdin mi içeriye dolduruyorsun salonu. Helal olsun, devam et. Fakat bu arada şefin tavsiyesini de unutma! Ne diyordu şef? “Çok yimeyin!..”

Diğer Haberler