Yazarlar

Timsah Arena’nın çim sahası neden bozuk?

post-img
Geçen gün oradan geçerken gördüm, çok da güzel oldu, yemyeşil sahanın dört bir yanını kaplamış olan çocuklar bir yandan top oynuyorlar, bir yandan da etrafa neşe saçıyorlardı.   Bursa basınında “betondan bir çirkinlik abidesi olarak duran  eski stadın yıkılmasını, sadece en eski tribünün yerinde bırakılarak oraya bir Bursaspor müzesi yapılmasını” öneren ilk kişi olarak kendimle gurur duydum.   Ne kadar da hoş oldu öyle.   Bursa hem bir meydan kazandı, hem de akıllıca düşünülerek bırakılan birkaç basamak merdivenle şehrimiz kıymetini ileride daha iyi anlayacağımız muazzam bir açık hava konser ve gösteri alanına sahip oldu.   Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve ekibine ne kadar teşekkür etsek azdır.   Öncesinde olmadık dedikodular üreten, bilgi kirliliği yaratıp milletin kafasını karıştıranlar da ne kadar utansalar yeridir!   Başta Büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerinin de bu yazla birlikte orada konserler tertip etmelerini tavsiye ederim.   En az 10 bin kişilik bir oturma alanı var orada.   Mesela bir Yıldırım, bir Nilüfer belediyesi açık hava etkinliklerini niye kendi ilçelerine sıkıştırıp kalırlar ki?   Tam tersi her iki belediye başkanı da gerek becerileri, gerek başarıları, gerekse sahip oldukları eğitim ve donanımlarıyla ileride layıkıyla Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapabilecek kapasitede olan yetişmiş insanlar.   Dolayısıyla da daha şimdiden tüm kenti kucaklayacak noktalara taşımalılar bence sanatsal ve kültürel etkinliklerini.   Mekân önemli değil, insanlar diledikleri noktalara kolayca ulaşabiliyorlar artık.   Mesela Yıldırım’ın çalışkan Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali bir daha ki 23 Nisan şenliklerini eski stadın çim sahasında düzenleyerek sadece ilçesindekileri değil, Bursa’daki tüm çocukları birden kucaklayabilir.   Yine mesela Nilüfer’in “Aksakal’ı” Mustafa Bozbey önümüzdeki sene örneğin Diana Krall’ı buraya getirtip, tüm hemşerilerini bir akşam oraya davet edebilir.   Bu arada başkan…   Kim ki bu Ahmet Özdemir de gidip Olay Gazetesi’nde bizim Mıstafa’ya (Özdal) CHP adına partiyi bağlayacak açıklamalar yapabiliyor?   Bu partinin bir k.çı başı yok mu?   CHP’de demokratik teamüller bu kadar mı yok olup gitti Allah aşkına?   Adam kalkıyor, “Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necati Şahin’i partiden atacaklarını” açıklıyor…   Bu herif İl başkan yardımcılarından biri sadece, disiplin kurulu üyesi mi ki?   Vaziyete bak, disiplin kurulu Engizisyona dönmüş CHP’de!   Bu arada Necati Şahin dün Mudanya İlçe Seçim Kurulu’na giderek istifasını verdi haberiniz olsun.   Yazık, bu saatten sonra deliyi bağlasan durmaz bunların eline kalan bu partide be!   Bi de öyle Erkan Aydın’a, Sena Kaleli’ye filan atar yapmış bu Ahmet Özdemir.   Sevgili başkan…   Araya hatırlı kişiler girdi, geçmişte sen bu adama Gazi Caddesi’nin oradaki yeşil alanda bir kafe verdin…   “Cadde Kafe” koydu adını da…   Peki bu herif hem CHP’li, hem CHP Bursa İl Başkan Yardımcısı olacak, hem de Cadde Kafe’yi işletip yolunu bulacak öyle mi?   Bence o dükkandan o adamı derhal kovala başkanım.   Nilüfer İlçe Başkanı Mehmet Turan Tansal o makama talip olduktan sonra kiracısı olduğu belediye mülkünü nasıl derhal terk ederek erdemlilik gösterdiyse, bu herifin de şimdiye dek çoktan çekip gitmesi gerekirdi.   Bu adamlar siyasetten geçinen adamlar, kov bunları Başkan kov!   Diğer taraftan Kemal Ekinci’nin has adamı bu herif.   Cadde Cafe’de her akşam en çok kimin dedikodusu yapılıp, yıpratılmaya çalışılıyor biliyor musun sevgili başkan?   “Mustafa Bozbey’in!..”   Bunların tüm amacı Bozbey’i yıpratarak ileride parti tarafından yeniden aday yapılmasının önüne geçmek ve…   Kendi aralarından çıkaracakları yeni bir adayla Nilüfer Belediyesi’nin üstüne çökmek!..   Belediyeyle ilgili basına yalan yanlış haberleri yayanlar da bunların arasında!..   Mamacı bunlar mamacı!   Atatürk satar, laikçilik oynar, CHP’den geçinirler.   Kov bunları başkan kov!   Yoksa önce senin başını yiyecekler haberin olsun, sonra demedi deme!   Ne diyorduk?   “Çocuklar yemyeşil çim sahanın üzerinde koşturup duruyorlardı” diyorduk…   Çim deyip geçmeyin ha, son derece profesyonellik isteyen bir konu bu.   Eğer Recep Altepe de bir an evvel önlem almazsa, eski Atatürk Stadyumu’nun yeşil sahası da pek yakında çöle dönecek; hatta, daha şimdiden sararmaya başlamış bile!   Yeni yapılan Timsah Arena’daysa durum içler acısı.   Zaten Türkiye’nin en kötü sahalarından biri olarak gösteriliyor şu sıralar.   Peki, neden bu hale geldi bu “çim saha” sorunu, daha önce hiçbir problem yaşanmazken biliyor musunuz?   O sizin gördüğünüz yeşil sahanın altında tam bir bilimsel çaba yatıyor.   Futbol oynanabilecek bir alan yaratılırken zeminin altına yağan yağmurun sahada hiç kalmadan akıp gidebilmesi için drenaj boruları döşeniyor önce.   Sonra özel bir çakıllı malzeme ve onun da üzerine dikkat edin toprak değil, ince bir kum katman konuyor.   Ardından da daha önce özel olarak yetiştirilmiş rulo çim serilerek köklenmeye bırakılıyor.   Buraya kadar kolay, asıl mesele, işte tam da bu noktadan sonra başlıyor.   Güneşli havada, gölgede, hangi mevsim ve hava koşullarında hangi besinlerin verileceğini bilmek işin en büyük sırrı burada.   Aç çeşmeyi, bas suyu, yok öyle dava!   O da yetmiyor drenaj kanallarını sürekli açık tutmak lazım, bu da kâfi gelmiyor yağışlı havalarda çimlik alana özel cihazlarla girilip göze görünmeyecek binlerce delik açmak lazım.   Dahası da var…   Yine özel cihazlarla zemin sertliğinin ölçülüp, yumuşatılabilmesi için duruma göre bazı fiziksel işlemler yapmak lazım.   Bunu yapmazsanız beton gibi oluyor saha; Bursaspor’da bir ara yanlış anımsamıyorsam sakatların sayısı 12’ye kadar çıkmıştı; işte bundan, zeminin sert olmasından kaynaklı bir durum bu, üstelik de hiç kimse de farkında bile değil!   Kentimizde faaliyet gösteren, saha yapım ve bakımı konusunda Türkiye’nin en başarılı, deneyim ve bilgi birikimi en yüksek iki firmasından biri olarak gösterilen, “Sportive Green” isimli bir şirket var.   Biliyorsunuz “Timsah Arena’nın” üstü kapalı ve çim sahanın çok az bir bölümü güneş ışını görebiliyor.   Geçmişte bu şirket çok uzun bir süre Bursaspor’dan alacaklarını tahsil edemeyince ihtarname çekerek işi bırakmış.   Başkan Ali Ay da bu konuyu Vakıfköy’den “Niyazi” isimli birine emanet ederek vaziyeti kurtarmaya çalışmış.   Niyazi aga anlamaz bu işten; zaten anlamamış da…   Başlamış yepyeni stadyumumuzun en başta iftihar vesilesi olan yeşil alanları gün be gün bozulmaya.   Birer Bursa evladı ve koyu birer Bursasporlu olan şirket ortaklarının içleri bu duruma razı gelmemiş ve Ali Ay’a haber yollamışlar, “önümüzde Galatasaray maçı var, aleme rezil olmayalım, bize 3 gün ver sahayı, hiçbir karşılık beklemeden girip, düzeltelim” diye…   Ali Ay ne dese beğenirsiniz?   “Ben daha önce çalışmayı bıraktığım bir firmayla yeniden tekrar çalışmam!..”   Yahu be adam, insanlar sana “yeniden çalışalım, bize para öde” filan demiyorlar ki, “bilâ bedel, hiç ücret almaksızın ekibimizi sokalım, eksikleri, yanlışları düzeltelim, bitkilere gerekli bakımı yapalım çıkalım” diyorlar!..   Ali abi, bak bu senin son yaptığın Bursaspor’a dostluk filan değil!   Meseleyi hiç anlamamışsın, ara adamları özür dile bence, yaptığın çok ayıp!   Hiç yakıştıramadım sana.   Hemen ara hem de.      NOT: Şansı da yaver gitmiş, adam ortağıyla birlikte bizim ekibi tavlada arka arkaya tam 5 kere yenmiş. Dolayısıyla da bizden tam 5 sefer arka arkaya mükellef ziyafet kazanmışlar. Son seferinde biz yendik onları. Normalde desen ki, “hadi bizi yemeğe götür”, hiç itiraz etmez, o kadar da bonkördür yani. Fakat gelin görün ki, “tavlada yenilerek yemek ısmarlamak” onun en büyük fobisi! Altındaki arabasını iste verir, “hadi şu yenildiğin oyunun yemeğini yiyelim” de oturur kafayı yer! Yenildiler ya bunlar? Yemeği de kendi ısmarlamayacak ya! Oturdu ortağıyla “kaybedilen yemekte kimin elini cebine atacağı” iddiasıyla bir 5 el tavla oynamaya girişti! Ortağı 2-0 galipken de bize “oyuna karışıyorsunuz” diye söylenerek, tavlayı kapatmasın mı?!. Özelden haberleşirsek sevinirim. Şimdi bir adam tavlayı kendi kapatırsa eğer, hükmen yenik sayılmaz mı? Kapağı kapattığı vakit sözünü yerine getirmek zorunda değil midir? Ortağı haklı, “ben ödemem” diyor! Bizim galibiyet yemeği kaldı ortada! Adam utanmasa Kemal Kılıçdaroğlu gibi AGİT’e gidecek ya! Kim mi bu insan? Üç güne kadar sözünü yerine getirdi getirdi, yoksa ismini olayın ayrıntılarıyla birlikte buradan ifşa edeceğim inan olsun! Kestane kebap, acele cevap!

Diğer Haberler