Yazarlar

Trabzon maçının ardından

post-img
Gerçi 3 gol istedim, iki verdi ama olsun, geçen Cumartesi günü çıktığımız Trabzonspor maçında yüzümüzü yere eğdirmedi çok şükür!   Ne heyecanlı karşılaşmaydı o öyle.   Son zamanlarında herkes gibi ben de öldüm öldüm dirildim.   Bir de üstelik son iki dakikada Bursa’da başlayan sağanak yağmur ve fırtınadan dolayı evde uyduyla bağlantısı kesildi mi Digiturk’ün, ardından da elektrikler gitti mi!..   Neyse, buna şükür…   Çok büyük bir uçurumun en son noktasından döndü Bursaspor.   Allah, ilk golü yediğimizde suratı Çarşamba Pazarı Semti’ne  dönen yönetici Ali Ademoğlu’nun o yüzünü bir daha hiç göstermesin bize!   Ligde kaldığımız için mutlu, şehrimizin markası Bursaspor’umuz bu hallere düşürüldüğü için çok bedbaht ve keyifsiziz.   Adnan Örnek’in ardından teknik direktörlüğü devralan Mustafa Er’i alnından öpüp, kutlamak istiyorum önce.   Trabzon karşısındaki süreci olağanüstü bir performans göstererek, yorulan oyuncuları tam zamanında ve doğru isimlerle takviye ederek öyle bir ustalıkla yönetti ki Mustafa kardeşim, yeni bir yıldız daha doğdu, “helal olsun vallahi” diyorum, onu da söyleyeyim!   Şımarıklık dönemleri hariç, ben Sercan’ın topçuluğunu çok beğenirim.   Geçmişte Volkan Şen’le beraber Bursaspor’a şampiyonluk hediye eden insanların arasındadır benim gözümde Sercan.   Diğer futbolcular gibi Sercan’ın da o gün sergilediği muhteşem performans ve mücadele takımı küme düşmekten kurtardı resmen.   Eğer hala aynı kafayla gidecekse herkes “Kulüp Başkanı Ali Ay’ın yönetimden çekilmesi gerektiğini” düşünüyor.   “Yok, ben vazifemi sürdürüp kendimi affettireceğim” diyorsa eğer, bundan böyle birkaç çapulcunun lafına bakmak yerine yoluna doğru dürüst adamlarla devam etmesi gerek.   Mesela bu son maçta kafile başkanlığını yapan Osman Dinsever’i ben çok başarılı buldum.   Üç gün önceden aldı takımı gitti, gece gündüz yemedi içmedi, oralarda çalıştırdı, motive etti, tüm organizasyonları layığı ve hakkıyla yerine getirip Bursaspor’u, Trabzon’da küme düşmekten kurtarıp, piri pak adeta yeniden diriltti adam.   Mesela “bundan böyle Futbol Şube Sorumluluğu görevini Osman Dinsever yürütsün artık” derim.   Görev başkalarına verilince onlar aşofman yürütüyorlar çünkü!   Bu arada ey Zülfikar bey…   Geçen gün kaleme aldığım “Bursaspor Duası” başlıklı yazıda şu Anayasa referandumundan sonra bana borçlandığın janti bir takım elbiseyle, Tergan’dan hakiki deri ayakkabıyı hala almadığından bahisle, asıl büyük ceza öncesi sana küçük bir uyarı mesajı göndermesini niyaz etmiştim yüce Yaratandan.   Globus Dil Okulu’nun sigortaları atmadı ama bak evini su bastı!   Şimdi mutfak dolapları, salonun yer döşemeleri tümden değişecek, hepsi şişti kabardı çünkü!   Bu elim hadisede sana ibret olacak çok büyük dersler vardır; halâ akıllanmayacak mısın ey Zülfikar bey?!.   Öde artık borcunu!   Diğer taraftan bu güne kadar Bursaspor için hiçbir şeyini kaldırmayan BTSO Başkanı İbrahim Burkay maç öncesi  Trabzon’a 180 kişilik bir uçak kaldırdı o gün!   Kulübe şimdiye dek hiçbir hayrı dokunmayan bu hayırsız İbrahim, konuya dair kaleme aldığım iki yazının ardından artık bir parça utandı ve önce Yenişehir Havaalanı’ndan futbolculara el salladıktan sonra BTSO kasasından uçak kiralayıp meclis üyelerini ve beraberinde bazı insanları maça götürdü.   Hoş, takıma da hiçbir faydası olmadı bu seyahatin; Burkay ve beraberindekiler gittiler, gezdiler, yediler içtiler, döndüler.   Dünürü Recep Altepe’den “Bursaspor’un nasıl desteklenmesi gerektiğine” dair akşamları acık ders alsın İbrahim Burkay.   Öyle ömrü hayatında, o da bir kere uçak kiralayıp sadece 15-20’si gazeteci,  160 da zengin kelleyi oraya götürerek desteklenmez Bursaspor!   O gün de dahil olmak üzere deplasman maçlarına yıllar boyu binlerce Bursasporlu taraftar taşıdı Recep Altepe, otobüs kaldırdı, sen ne kaldırdın len İbrahim, bir minibüs olsun kaldırabildin mi bu güne dek?!.   Hem duyduğuma göre yanında giden meclis üyesi sayısı 30 kadarmış, uçakta geriye kalanlar kimlerdi İbrahim?   Kayınpederine ballı maaşla BTSO’da iş verdin, bari kayınvalideni de Trabzon maçına götüreydin!   Yengenleri, baldızları, kayınbiraderleri filan mı doldurdun uçağa yoksa?   BTSO başkanlığı yaptığı dönemde, gidilen illerde uçaktan inildikten sonra yapılan şehir içi transferlerde Celal Sönmez de herkesle birlikte otobüse biner, mütevazı bir şekilde meclis üyesi arkadaşlarının yanında yer alırdı.   Sen ayrıca ilaveten kendi keyfin için siyah camlı lüks VİP minibüs de kiralatmışsın BTSO’ya Trabzon’da len İbrahim; hangi sadrazamın sol tarafından düştün sen böyle, millet otobüslere pinerken onunla gezmişsin bütün şehri, ne ayaksın oğlum sen?!.   Ohh valla!   Yağma Hasan’ın böreği!   Kayınpeder Oda’dan…   Cemo ağanın damat odadan…   Uçak Oda’dan…   Gezmek, yemek, içmek, ifrazat vakti geldiğinde s.çmak Oda’dan…   çarşıdan, S.. komşudan!..   Helal valla, ne kıyak bir Müslümanlıktır bu İbrahim!..   Uçağı da yine Cihat’ın sahip olduğu, eski adı CCS, yeni adı Sagi Tur’dan kiralamadıninşallah?!.   Yok canım, yapmazsın artık böyle büyük bir hata, üstelik de bu günlerde!   Sen şimdi koçum…   Madem Bursaspor’u bu kadar çok seviyon, içindeki duyguları bastıramıyon bundan böyle gari, bak Bursa’da 4 bin sanayici ve işadamı var, gir Ali Ay’ın koluna, O’nunla birlikte kapı kapı dolaş, kombine bilet sat acık da kırk yılda bi faydan olsun artık kulübe!   Kedi, kedi olalı bir sıçan tutmuş desinler.   Kedi gibi yerden yerden gitme, acık yokardan git!   Bak, dünürün Recep Bey ne istenirse veriyor Bursaspor’a…   Ederi en az 50 milyon olan iki petrol istasyonu verdi Recep Altepe; daha da isteseler yine verecek.   Tabii burada kulübün yöneticilerinden Finans Uzmanı Fatih Pulat’ın hakkını da teslim etmek lazım; benzinlik projelerini üreten ve sonuçlandıran bizzat odur, aksi halde hiç mümkün olmazdı.   Bak mesela Zeki abiye git İbrahim.   Korteksin sahibi Zeki Zorlu ve oğlu Olgun, Bursaspor’u çok severler örneğin.   Benim de selamımı söyle, işçilere dağıtılmak üzere en az 200-300 kombine bilet almazsa Zeki abi, ben de hiçbir şey bilmiyorum!   Hiç yakışmıyorsun oraya İbrahim…   Kayınpederine BTSO’dan maaş ödetecek kadar kötü olan tarzınla, kibrinle, soğuk ve iticisin!   Hem mesela, protokol tribününe geldi mi Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı birlikte maç izlemek için yanına?   Tanımazsın bile adamı, ismini bilmezsin!   Fakat İlhan Parseker tanır!   Geçmişte Türkiye’nin hangi şehrine gittiysek oranın Ticaret ya da sanayi odası başkanları bizim vasıtamızla selam yolladılar Parseker’e!   (Nitekim dün arayıp sordum İlhan beye, “Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanını tanıyor musun” diye; “tanımam mı yaa” dedi, “Suat, iyi arkadaşımdır!..”)   Son bir lafım da Bursaspor Yöneticisi Ali Ademoğlu’na bu gün:   “Ademoğlu be…   Geçmişte yaptığın bir açıklamada ‘eğer ilk beşte yer alıp, Avrupa kupalarından birine de iştirak edemezsek ben de  bu kulübün yöneticiliğinden istifa ederim’ demiştin…   Dün de bunun gereğini yerine getirdin.   Söz vermek başka şey vermeye benzemez!   Söz verip de yerine getirmeyenler düşünsün.   Helal olsun sana, aferin!..”

Diğer Haberler