Hiç unutmuyorum, bundan bir-iki sene önce bir basın toplantısını izlemek üzere CHP Bursa İl Başkanlığı’na gitmişiz…
Daracık toplantı salonu ağzına dek hınca hınç dolu.
“U” biçimindeki uzun geniş masa düzeneğinin en başındaki sandalyelerin ortasına dönemin İl Başkanı Metin Çelik oturmuş.
Sağında ve solunda da kendilerine oradan erkenden yer kapabilen bazı yöneticiler var.
Hatta aralarından bazıları akşamdan kilim atmışlar sanki, kameralar karşısındaki yerlerinden son derece memnun vaziyette gülümsemekteler.
Yaşları epey geçkince yönetici hanımlar gerdanlarını katlayıp, kasım patı gibi kasım kasım kasılmaktalar.
Burada yegane amaç, akşam haberlerinde televizyona çıkmak, hele bir de olursa ertesi günün gazetelerinde yer alabilmektir.
İşte onun için de sandalye kapamakta geciken kimi bahtsız yöneticiler de yanlara dağılmak yerine, oturmuş olanların arkasında ayakta dikilerek pozisyon alıyorlar!
Burada ikincil bir amaç daha vardır ki o da, “ahan da görün beni, şu mühim kişiye ya da kişilere ne kadar yakın, onun hemen ne kadar dibinde duran, durabilen ne kadar önemli bir şahsiyetim ben” mesajını verebilmektir dosta düşmana karşı!
Esas oğlanın rolünden rol kapabilmektir asıl mesele.
Ve “U” biçimindeki oturma düzeneğinin yan kolları…
Yağmurlu bir gündü sevgili okurlarım.
İstisnasız her oturan kişinin önünde birer tutamaklı panzot koltuk altı el çantası ve uzun, kısa, her renkten şemsiye vardı.
Ve yine neredeyse tamamı, çoğu öğretmen olmak üzere ak saçlı emeklilerden oluşuyordu bu insanların.
Kendi mahallelerindeki kahvehaneler yerine gruplar halinde düzenli olarak CHP’ye gitmeyi tercih ediyorlar; orada akşama kadar bedava çay içip, gazetelerini de okuyarak, televizyonda yayınlanan ajanslardaki haberlere yorumlar yapıyorlardı şehvetle her gün bu abilerimiz.
Ve bir basın toplantısı olduğu zaman da herkesten önce yan taraftaki salondan topluca açıklamanın yapılacağı bölüme geçip oturuyorlar, ancak hadlerini bilerek(!) uzun masanın sadece yan kanatlarına konuşlanıyorlardı sessizce.
Yerleştikten sonra kimse de “kalk” diyemiyordu onlara!
Oysa yapılan toplantılar “basın toplantısıydı” ve aynen o gün de olduğu gibi basın mensuplarına oturacak yer kalmamıştı yine ne yazık ki!
CHP’de yine değişen hiçbir şey yok.
Hafta sonu 3 fotoğraf düştü mail kutuma.
Üç fotoğraf çıktı meydane, hepsi de birbirinden şahane!
Hafta sonu CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin geldi Bursa’ya. Hani şu İstanbul İl başkanlığı sırasında CHP’deki çarşaf açılımını başlatan, daha sonra da partiyi çarşafa dolayan Gürsel Tekin var ya? İşte o. Karacabey’deki domates üreticilerinin sorunlarını dinledi Gürsel Tekin.
Karacabey’e gitmeden önce de Bursa İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenledi kendisi.
Gelin, o karelerden birine hep birlikte bir göz atalım?
Sağ ve sol tarafta oturan tekaütler görünmüyorlar ama bilin ki CHP’deki manzara hala aynı manzara!
Gürsel Tekin’in yanına İl Başkanı Zafer Yıldız ve Bursa milletvekilleri sıralanmış.
Akşam televizyon haberlerine çıkmanın derdinde ve mühim kişiye yakın durarak kendilerine önem atfetme peşinde olanlar hemen arka tarafta Uludağ gazozu gibi ayakta dikilmekteler.
Fotoğrafın flash ismi, yine herkese ders verircesine yeniden milletvekili seçilemese de kalkıp oraya gelmiş, tecrübeli siyasetçi Turhan Tayan.
CHP’nin tombaladan çıkan milletvekili Nurhayat Kayışoğlu, “beni yeniden milletvekili yapıcaksınız di mi abi” modunda yandan yandan Gürsel Tekin’e doğru bakmakta.
Lale Karabıyık’ın eşi Nezihi bey de mutlaka oralarda bir yerlerde olmalı!
Ve Ceyhun İrgil…
Erdem Saker’in kurduğu, şimdilerde birilerinin gazını almak ve Semih Pala’nın egosunu cilalamaktan başka hiçbir işlevi olmayan Bursa Kent Konseyi’nde, Pala’nın altında çalışmayı kabul edince hayatımda ilk kez kınamıştım sevgili Ceyhun İrgil’i!..
Semih Pala kim, Ceyhun İrgil kim?!.
İnsanlar böyle bazen kendi kıymetlerini göremiyorlar ne yazık ki. Acaba milletvekili olduktan sonra istifa etti mi ki oradan?
VE GELİYORUZ KARACABEY’DEKİ TABLOYA…
Siyaset çok uzun yıllar boyunca emek verilerek, tecrübe edinmeyi gerektiren bir alandır.
Milletvekilliği önseçiminde, yıpranmış parti yöneticilerine duyulan tepkiden istifade edip, dağlı, ovalı ya da Alevi oylarını pazarlayarak kurulan ittifaklar sonucu tombaladan çıkılıp da siyasetçi olunmaz!
Hasbelkader milletvekili olabilirsiniz ama mayanızda yoksa siyasetçi olamazsınız!
CHP Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız başta olmak üzere Genel Sekreter Gürsel Tekin, milletvekilleri Orhan Sarıbal, Erkan Aydın, Nurhayat Kayışoğlu ve Lale Karabıyık, “siyaset kültürü ve ahlakı” dersinden hepiniz sınıfta kaldınız; oturun sıfır!..
Eğer orada Turhan Tayan olsaydı bu büyük hatayı mutlaka giderirdi.
Bir siyasi partinin genel başkanını illerde “İl başkanı”, ilçelerdeyse “ilçe başkanı” temsil eder.
Genel başkanlar dahi siyasi nezaket gereği küçücük bir ilçeye bile gittikleri vakit, kendilerini oradaki yöneticiye teslim ederler.
Gürsel Tekin’in CHP Karacabey İlçe Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısı sırasında da Nurhayat Kayışoğlu’nun tam arkasında, sırtını tabelaya dayamış vaziyette ayakta duran kişi, partinin Karacabey İlçe Başkanı Gönül Avil’dir.
Ve Gönül Avil’in, gözleri totolarını sandalyelere bir an önce dayamaktan başka bir şey görmeyen oradakiler tarafından birer yanaklık yer açılıp da masaya davet edilmemiş olması tam anlamıyla bir siyasi skandaldır!
Ve Gönül Avil’in aynı zamanda bir hanım olması bu hatanın günahını en az beşe katlar!
ATA’NIN KARŞISINDA SAP GİBİ DURMAK!
Recep Tayyip Erdoğan bundan 16 sene önce “Ata’nın karşısında öyle sap gibi durmaya gerek yok” derken her halde böyle bir fotoğrafı kastetmişti!..
CHP’liler 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Heykel’deki, Atatürk anıtına çelenk koyuyorlar ve saygı duruşunda bulunuyorlar.
Bu ne hal, bu nasıl bir duruş, nasıl bir saygıdır acaba?
Bursa Milletvekili Erkan Aydın üzerindeki her halde sünnetliğinden kalma ceketini göbeğini de içine çekerek zar zor ilikleyebilmiş!
Bir saygı duruşundan ziyade süt dökmüş çocuklar gibi mahsun ve suçlu bir edayla fotoğraf karesinin en önündeki yerini çoktan almış Erkan Aydın.
Bursa İl Başkanı Zafer Yıldız’la, Milletvekili Orhan Sarıbal saygılarını Defterdarlık binasına doğru sunarlarken, yanlarındaki tonton teyze Vilayet makamını selamlamakta!
Cenaze namazında bile insanlar daha düzgün durur ve saf tutar cami avlularında, öyle değil mi?..
Koskoca Bursa’da CHP bu mudur?
Bu fotoğraf mı temsil eder, Yunan gavurunun eline geçtiği vakit üzüntüden Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kürsüsüne siyah örtü serilen Hüdavendigar Vilayeti’ni?..
Kaç gram çeker bu tablonun ağırlığı, Allah aşkına hele bir söyleyin bana?!.