Yazarlar

Uzman yazar

post-img
Her tıp fakültesi öğrencisine okula ilk girişte mutlaka anlatılan bir fıkradır bu; dahası insanın midesini kaldıran türdendir ancak, sonuçta verdiği mesaj itibarıyla da vazgeçilmez bir doktor geyiğidir.   Öğretmen uzman doktor, senenin ilk günü çömez öğrencilerini etrafına toplamış, bir kadavranın başında ders anlatıyor.   Adam daha ilk cümlelerinde, “Arkadaşlar, tüm doktorluk hayatınızda çok önem vermeniz gereken iki husus var. Birincisi kesinlikle iğrenmeyeceksiniz” deyip, parmağını kadavranın makatına soktuktan sonra ağzına götürerek emmeye başlıyor!   Taze talebeler şok halinde durumu izlemektedir.   Öğretmen devamında “Napıyoruz? Hadi bakalım, iğrenme duygumuzu yenebilmek için sırayla hepimiz aynı hareketi yapıyoruz” deyince kimileri ayılıp bayılsa da tamamı bu işlemi öyle ya da böyle meslek aşkıyla çaresiz gerçekleştiriyor.   Eğitmen uzman doktor devam ediyor:   “Arkadaşlar, hekimlikte en önemli diğer bir noktaysa “dikkat” kavramıdır. İnsan hayatıyla oynayan bir hekim her zaman çok ama çok dikkatli olmalıdır. Mesela ben biraz önce kadavranın kıçına orta parmağımı sokup, işaret parmağımı emmiştim!..”   ……………   Arada bir internet sitesinde yazıp kurtlarını döken, bununla birlikte sadece kendi alanında pratisyen ancak bunun dışındaki tüm konularda uzman olan doktor bir arkadaş var bu ilk dersi dahi henüz geçememiş yani hala  hangi parmağını nereye sokup, hangi parmağını emeceğini bilemeyen.   Bu esmer “Uzman yazar” doktor arkadaş geçenlerde bir gün kalem yerine almış neşteri eline, cerrahlık uzmanlık alanı olmadığı halde "yazarlık" konusunu ameliyat etmeye çalışarak ahkam kesip, geyik yapıyor kendince.   Yapmış da ortada ne kadar doku, ne kadar bağ(!) varsa parçalayıp atmış hem solculuk hem de  doktorculuk oynayan bu arkadaş belli ki “demini” fazla kaçırdığı o gecenin sabahında.   Ele aldığı konu da Olay Yazarı Adnan Baştopçu’nun bundan 20 sene önce irdeleye irdeleye artık irmik haline getirdiği “köşe muhabirliği” meselesi.   Yani efendim, muhabir muhabirliğini yapıp haber yazacak, yazar da makalesinde haber vermeyip sadece yorum ve de analiz yapacakmış tartışması.   Belli ki kendisi kaçırmış ama basın tarihinde bunu genellikle oturduğu yerden kalkmayarak kıç büyüten, dolayısıyla da etraftaki gelişmelerden bihaber olan oturgaçlı yazargaçlar savunmuşlardır hep!   Aynı siyasi fikirleri gibi okuyup yazma algısında da sorunlar bulunan bu “uzman yazar” arkadaş sanki askerliği birlikte yapmışız gibi itici bir samimiyet halet-i ruhiyesiyle adımızdan da söz etmiş yine parmaklarını nerede nasıl kullanacağını bilemeden.   Efendim, “köşe muhabirleri” yazılarını okutmak için içerikte bol bol isim yazarlarmış da yok, polemik açarlarmış da bilmem neymiş, falanmış filanmış.   Yazılarımızı takip edip duracağına gidip biraz Anatomi okusa hiç olmazsa kendisine faydası olur ama yok, illa ki araya Sena ablasını da katıp öperek pragmatist kişiliğini orada da gösterecek.   Yapar seni Sena ablan milletvekili az bekle sabret!   Dikkate alınacak biri olmadığı için ilişmedik uzun süre ama illa ki canı sürtünmek istemiş yine; habire dokunmaya, bizim üzerimizden ilgi çekmeye çalışıyor.   Hiç şaşırtmadı beni.   Yine bir arpa boyu yol gidemeyen aynı kafa.   …………….     Solcu dediğin adam bir kere her şeyden önce hem kendisine hem de etrafındakilere karşı dürüst ve açık olacak.   Ne işin var kardeşim senin “oy vermeyeceğim” diye ilan ettiğin CHP’de?   Samimi bir insan “oy dahi vermeyeceğini” yazıyla duyurduğu bir partinin üyesi olarak kalmayı sürdürür mü hiç?   Şimdi de kalkmış Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğini ilan ediyor yine İnternet sitesinden.   Yakışır sana.   Gene şaşırtmadın seni bilenleri.   ÖDP çizgisinden gelip de üye olduğu CHP’yi yerden yere vuran bu “Uzman siyasetçi” arkadaş  “Gel seni belediye meclis üyesi yapalım dediklerinde koştura koştura gidip müracaat ediyor geçmişte.   Sadece iki yıl sonra meclisinde bulunduğu belediye başkanını suçlayarak oradan da istifa ediyor.   Ama asıl meselenin bu olmadığı, esmer doktorun kendisini bu kez de “Uzman milletvekilliğine” layık gördüğü için istifa ettiği çıkıyor ortaya başvurusunun öğrenilmesinden sonra.   (Bu "esmer" lafı lütfen yanlış anlaşılmasın, bir de dünya iyisi sarışın son derece kaliteli ve birikimli uzman bir doktor daha var CHP'de, kimileri karıştırıp yanlış değerlendirebilir diye özellikle vurgu yapıyorum.)   Hülasa, milletvekilliği işi de 0lamayınca bu kez kendisini “Uzman İl Başkanı” olarak görüyor ve yerden yere vurduğu partisinin İl kongresine katılıyor aday olarak.   Hiç şaşırtmıyor kendisini bilip tanıyanları.   İlk gençlik döneminden beri içinden hiç atamadığı bir siyaset esrikliği, bir pragmatizm eksikliğiyle oradan oraya savruluyor habire.   Aday olacağın yer kalmadı mı artık CHP’de?   Gel seni genel başkan yapalım?   Hatta o da yetmez gel başbakan yapalım?   Ne güzel yönetiliriz değil mi?   Küba gibi oluruz vallahi.   Aslan Fidel seni!    

Diğer Haberler