Bu yazıyı anlamak için önce, bir gün evvelinde yayınlanmış olanı okumalısınız yoksa başka türlü olmaz!
Bu da küçük bir “yazar kaprisi” olsun, ne yapalım?
CHP’li Mudanya ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ’un yolladığı talihsiz açıklamayı yayınlamaya ve satır aralarında da irdelemeye devam ediyoruz.
Önce Erdal’ın lafları, sonra benimkiler:
“…Çıkarlar uğruna yalpalama yapmam.Kendimi satmam.Bunu Tüm Bursa hatta Türkiye' bilir.
(Vay, vay, vay! Türkiye ne ki? Sen Orta Doğu ve balkonların en tanınmış, en önemli insanısın yavrum Erdal? Türkiye gurban olsun sana.)
Bursa ve Ülke basınıda buna dahil.GOOGLE dan adım ve soyadımı girdiğinizde karşınıza çıkan haber ,resim ve basın açıklamalarımdan bunu görebilirsiz.
(Seni köfte seni, Google’la da arkadaş, yakın ahbapsınız ha? Yoksa elektrik işlerini sen mi aldın oranın da? Ben de aynen öyle yaptım. Girdim Google amcaya sordum seni bakalım ne çıkacak diye? Civciv çıktı kuş çıktı, karşıma acayip bir iş çıktı. Çıkan ilk sayfanın altında Zülfikar Yüksel’le, Line TV’de yaptığınız bir programın videosu da var Erdal. Orada Zülfikar bey sana soruyor, ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık bütçesi ne kadar’ diye? Kem küm ediyorsun, kıvranıyorsun ama bir türlü bilemiyorsun len Erdal? Belediye bütçesinden habersiz meclis üyesi, daha da ötesi grup sözcüsü olur mu len? Sen kime, neye hizmet ediyorsun bakalım, orada niye varsın, kimler koydu listeye seni, kim grup sözcüsü yaptı?)
BESOB,ta ,AKROS çimentoda, Şevket Yılmaz Hastane yangınında,Kemalpaşa İnatlarda ,BAŞKÖY'de,Keles DAVUTLARDA ,Yenişehir Marzinçde ,
(Atma Erdal din kardeşiyiz hepimiz! Marzinc Yenişehir’de değil, Mustafakemalpaşa’da yapılacaktı len? Adamlar fabrika arazisini bile oradan aldılar. Garıştırdın sen işi! Sen Yenişehir’e manda kaymağı yemeye mi yoksa manda gütmeye mi gitmiştin o sıralar? Bu arada bak, sen şimdi bundan da alınırsın. Sığırtmaçlık iş kolunda görev yapan kardeşlerimiz de bu memlekete hizmette bulunup, ekonomiye katkı sağlıyorlar Erdal. Örneğin rahmetli Süleyman Demirel de büyürken köyünde davar gütmüştü ve bununla da ömrünün sonuna kadar hep övündü. O da en az elektrikçilik kadar kutsal bir meslek yani. Ama sen sen ol bir şeyi sallarken biraz usturuplu at be Erdal!..)
Sinop ve AKKUYU Nükleer Santral'lerinde,KEMALPAŞA Devecikonağı Grizu patlamasında,SOMA'da Maden kazasında ,Dolu ve aşırı yağış nedeni ile çiftçimizin durumu hk ,ATATÜRK Stadyumunda .......unuttuğum birçok konu ve olayda kendimi bildim bileli kent,ülke ve İNSAN adına yaptığım siyasetimden hiçbir ödün vermedim vermemde.
(Afferin, otur, on Erdal. Ama bak bu kadar oda başkanlıkları filan yaptın, biraz da Türkçe’yi doğru kullanıp yazmak adına da bir şeyler öğrenebilseydin bari? Vallahi ne yalan söyleyeyim, yaylada koyun güden çoban bile daha iyi yazar senden. Hem ağzın, hem dilin bozuk senin. Git tamir ettir Erdal. )
Ancak şu anda EMO danışma kurulu üyesi ve il delegeliği, ÇEK Yön Kr.Üyeliği , BTSO Komite başkanlığı , Mudanya ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği ve CHP Grp Sözcülüğü görevlerim bulunmakta.
(Biliyoruz. Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne de kaydol, yeni bir alanda bilgin, kültürün artar.)
Konumum ve durumum dolayısıyle birçok resim karesinde çok farklı kişi ve kurumla bulunmak durumundayım.Sizde takdir edersiniz ki aynı karede ve o kurullarda olmak demek o kişilerle aynı düşüncede olmak anlamına gelmez.BTSO başkanı İbrahim Burkay ,B.B.Belediye Bşk. Recep ALTEPE ile aynı karede olmak demek onlarla aynı düşüncede oluyor,onlara destek mi oluyorum anlamına gelir ?.
(Tüm bunların konuştuğumuz konuyla ne ilgisi var gene anlayamadım doğrusu? Tamamen haklısın. Git istersen Cemil İpekçi’yle fotoğraf çektir, bu onunla aynı şeyleri düşündüğün anlamına mı gelir? )
BTSO ve Mudanya , Büyükşehir Meclis tutanaklarını incelemenizi ,zapta geçene konuşma ve görüşlerimi noktası virgülüne görebilirisiniz.(Özellikle daha önce birlikte çalıştığınız Hamza Eren ve Faruk Beyazıt’ın da hakkımda takdir ve teşekkür yazıları yazdığı BTSO Meclis tutanakları ve zabıtları mutlaka görmenizi ,incelemenizi isterim çünkü onları yazabilecek bir babayiğit köşe yazarı veya basın mensubu henüz bulamadım!!)
(Hadi ya! Getir ben yazayım Erdal? Ayrıca Hamza’nın fikri Hamza’ya, Fikri’nin fikri de Fikri’ye. Bana ne Hamza’dan?)
Şu meşhur Nazar boncuğuna gelince ; Grp toplantımızda konuşulup İl başkanımız ile beraber düşünülmüş bir olaydır.
(Erdal çok enteresan bir adammışsın sen ya! Şimdi ben sana şu acınası halini yapına en uygun sözcükle ifade etsem, gerçi mahkemede ispat da ederim ama onu demiyorum Erdal!.. Onun için de “bu söylediğin laf gerçeğe aykırı, doğru değil” demekle yetiniyorum. CHP İl binasında yapılan Büyükşehir Meclis toplantısında tam 127 madde görüşülüp konuşuldu ama bu boncuklu plaket ve orada teşekkür edilmesi meselesi hiç görüşülmedi. Sen nerede yetiştin böyle Erdal? Meclis üyesi arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacaksın şimdi?)
Meclis’te okuduğum metin ve Plaket İl başkanımız tarafından yaptırılmıştır.Bende il başkanımızın verdiği metni onun adına okumuş , nazar boncuklu plaketide onun adına Meclis başkanına takdim etmişimdir.
(Heç eyi yapmamışsındır Erdal! Madem siyaseten kusurlu olan o hareket doğruydu da plaket verirken çekilmiş fotoğrafın ve açıklaman Bursa İl Başkanlığı’nın sitesinden apar topar neden kaldırıldı Erdal? Daha da ötesi bunu sen de sayfanda paylaşmıştın. Niye sonra kaldırdın? Biraz delikanlı ol artık be Erdal!)
Öncelikle ben herşeye karşı çıkmış olmak için karşı çıkmam.Teknik ve akıl Terazimde olayı tartarım.Konum değilse Bilmiyorsam konunu uzmanlarına sorarım.! Laf değil ,belge ve bilgiler ışığında Terazinin ağır gelen tarafındaki somut ,gerçek, teknik ve bilimsel verilerle olayı/konuyu değerlendirir ondan sonra yasa ve yönetmelikler çerçevesinde karar veririm.
(Erdal, buradan 0-5 yaş dönemine de inelim istersen? Hem daha derinlemesine tanımış oluruz seni?)
Öncelikle Bölgede yaşayan HALK ,Kent ve Ülke için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu bazen bir park bazen hizmet sunacak bir meclis binası olur. Daha önce karşı çıktık diye Bursa’lıların parası ile yapılmış bitmiş bu meclis binasına girmeyelim mi? Yasal bir dayanağı olmadığı halde yıkın biz buraya girmeyiz mi diyelim ?
(Aloo? Sadece “nazar boncuklu plaket verme rakip partinin belediye başkanına, nazar boncuklu plaket” diyorum, aloo?!. Madem durumu bir türlü anlayıp kavrayamıyorsun, üstüne bir de tüy dikme yani! Otur Erdal, sıfır!)
Benim ilkelerim ve olaylara bakış açım şöyledir;
(Sevgi ve aşk üzerine neler düşünüyorsun Erdal? Bana biraz değişik konulardan bahset artık? Örneğin, dal sarkınca kartal kalkar mı ya da kartal kalkınca dal sarkar mı Erdal?)
*Çevre ile uyumlu kalkınma anlayışını temel alırım.
*Ekonomik ve yerel kalkınmanın önüne engel olmam .Yatırımcı düşmanı hiç değilim.
*Rant savaşının içinde yer almam.
*Mesleğim ve konumum itibari ile olaylara salt istemezükçü gözle bakamam,(Adalet terazim burda çalışmaya başlar.)
*Bursa’lıların parası ile Bursa’nın hizmetine sunulan müze, park, bina , stadyum vb işlerde AKP’ nin , Recep ALTEPE’nin değil Halkın Bursa’lılarındır.Siz inanmasınızda bir gün bu binalarda biz hizmet vereceğiz biz oturacağız.
(İlahi Erdal, sordun mu bana hiç “CHP Bursa’da ileride belediyeleri alabilir mi acaba” diye? Önceleri umudum vardı ama senin gibi Bademli’den CHP’ye yatay geçiş yapmış insanları tanıdıkça artık kalmadı!)
* Uzun lafın kısası "Ayinesi iştir kişinin Lafa (resim karesine ) BAKILMAZ.
(Büyükşehir’in bütçesini de bir an önce öğren artık Erdal!)
Haa birde o sol yanınıza bir baktırın Hastanenin önünde sizin ziyaretinize gelen CHP İl başkanımız ve yöneticilerimizle sarılı kafayla bir resminizi görmüştüm.O günden beri sol yanınızdaki ağrılar hala devam ediyor gibi.
(Ve en sonunda içinde beslediği kini, düşük ve basit yanını iyice ortaya kusuyor Erdal Aktuğ. Şunu anlamıyor, kafası bir türlü basmıyor:
CHP Bursa l Başkanı Zafer Yıldız beraberindeki yönetim kurulu üyesi arkadaşlarla birlikte saldırıya uğradığım olay anının hemen sonrasında koşarak hastaneye geldiler.
Ben bu tavrı aldım, “gönlümün en müstesna köşesine” koydum, orada duruyor. Bunun siyasetle, ticaretle hiçbir ilgisi olamaz, bu insani bir durum.
Peki, Zafer Yıldız bu son derece kıymetli tavrı gösterdi diye ben kendisini bundan sonra hiç eleştirmeyecek miyim?
Siyaseten bir hata yaptığı vakit bunu yazmayacak mıyım?
Kaldı ki kendisi konuya ilişkin yazımı büyük bir olgunlukla karşılamış, “şurası da yanlış” diye aramamıştır bile.
Politika olgunluk, olmuşluk gerektirir. Ancak o zaman uzun soluklu olabilir.
Erdal Aktuğ gibi ara nağme figüranlarının foyaları çok çabuk çıkar ortaya.
İki kişinin arkamdan demir çubuklarla kalleşçe yaptığı saldırının ardından başıma 17 dikiş atıldı.
Çok şükür yılmadım asla da yılmayacağım. Yamuk yumuk insanları yazmaya, onları bu sütunlardan teşhir etmeye devam edeceğim.
İşin enteresan yanı ne biliyor musunuz?
Şimdiye dek Erdal Aktuğ sonuncusu olmak üzere sadece 3 kişi sevindi bir gazeteciye, her şeye rağmen doğruları yazdığı için yapılan o kalleş saldırıdan ötürü.
“Len İbrahim’in bile üzüldüğüne” inanıyorum ama...
Birincisi CHP’nin Osmangazi İlçe eski Başkanı İsmet Karaca’ydı. Başım sarılı, yaralı vaziyetteki fotoğrafımı bilgisayarına o günlerde masa üstü resmi yaptığını öğrendiğim vakit, onun adına çok içim acıdı, üzüldüm.
İkincisi, CHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Ayşe Orakçı (Dolar) oldu.
“Habire bilgisayar başında oturup Facebook’ta şeker patlatıp durmaktan ötürü belediye meclis üyeliği yapamıyor” diye zaman zaman takıldığım Ayşe Orakçı da oraya şöyle yazdı:
“Olsun, insanın kafasının patlatılmasındansa şeker patlatmak daha iyidir!..”
Ve CHP Büyükşehir Grup Sözcüsü Erdal Aktuğ da şöyle dillendirmiş içindekini kinayeli bir şekilde:
“O günden beri(!) sol yanınızdaki ağrılar hala devam ediyor gibi.”
Ah be gülüm Erdal, ilk defa doğru bir şey söyledin bu gün.
Doğru, “sol yanımdaki ağrılar hala devam ediyor” ama o günden beri değil; kendimi bildim bileli!
Hele hele senin gibi insanların ortalıkta solcuyum diye dolaştıklarını görünce sol yanıma öyle bir sancı saplanıp kalıyor ki, acısını ne sen sor, ne de ben söyleyeyim!)