Yazarlar

Zülfikar abim çok hırslanmış

post-img
Cahillik işte ne yapacaksın, pek çokları gibi ben de başlangıçta Facebook’ta her kim teklif ederse etsin tüm arkadaşlık taleplerini onaylıyor, her nedense her fotoğrafımı da cart diye yayınlayıveriyordum oradan. Sonra sonra farkına vardım, günlük hayatta hiç görüşmediklerimin ya da yaşamımın hiçbir köşesinde izi olmayan insanların benim Facebook’umda ne işleri olduğunu? Daha sonra böyle insanları yavaş yavaş ayıklamaya başladım. Aman Allahım! Bir küstüler bir küstüler! Ardından mesaj kutusundan ne sitemler geldi, ne sitemler! Genellikle şöyleydi yollanan yazılar: “Teessüf ederim Mehmet Ali bey, madem silecektin niye kabul ettin, bir Facebook arkadaşlığını bile bana çok gördün, yazıklar olsun sana!..” Şimdi ne diyeyim? Adamlar haklı! Bunun üzerine ben de artık bu silme işlemini durdurup, o ana kadar kabul ettiklerimi yerlerinde tutmakla birlikte, yeni gelen her isteği kabul etmeme yöntemine yatay geçiş yaptım mecburen. Fakat Zülfikar Bal’la, Mehmet Morsümbül’ü silmeseydim eğer Facebook’umdan, bir süre sonra kafayı mutlaka yiyecektim, bunu çok iyi biliyorum! Bu her iki ağabeyimiz de CHP’nin emekli takımından. Sabah erkenden işe gider gibi giriyorlar Facebook’a, gece yarılarına dek sayfalar dolusu yazı, fikir, düşünce, artık aklınıza ne gelirse ekleyip maymun ediyorlar o canım sosyal paylaşım sitesini! Ne zaman açarsan aç Mehmet Morsümbül’le, Zülfikar Bal’ın yazdıklarından başka hiçbir şey göremiyorsun! Ha bu arada CHP’nin seçim koordinasyon merkezinden Şadi Özdemir ve ekibini gönderip yerine Ali Küçüksarı’yı görevlendirmişler. Şadi Özdemir de önceki günkü yazımızdan sonra bizi arayıp da kendince doğruları söylemek yerine arkamızdan vıdı vıdı etmiş. Niye mi siyaseten kızıyorum Şadi Özdemir’e biliyor musunuz? Her dönem siyasetin rantçılığını yapıyor da ondan! Şirketinin ismi bile önceden “Rant Bilgisayar’dı” da millet vaziyeti çakmasın diye değiştirdi sonradan. Mesela CHP Nilüfer’de mi kazanıyor belediyeyi? Şadi Özdemir’in bilgisayar ve yazılım şirketi trink oraya atıyor kapağı! Mudanya’da mı kazanıyor! Hop Mudanya’da! Eskişehir’se, Eskişehir’de. Habire para indiriyor CHP’li belediyelerden. Büyük ihtimalle olası bir CHP-MHP koalisyonu durumunda partinin İl başkanı olayım diye hesaplayıp, öyle girişti bu işlere. Bizde yalan yok! Denizden rahmetli babam çıksa yazarım! Bir de geçen gün ne öğrendim ve çok canım sıkıldı? Bu Şadi Özdemir, SHP’nin iktidarı sırasında da Asilçelik’in yönetim kuruluna girip, oralardan da paralar almış biliyor musunuz? Benim kırk yıl düşünsem aklıma gelmez, sizin gelir mi sevgili CHP’li kardeşlerim? Neyse, işte bu Facebook fenomeni, CHP’nin tekaüt takımından Zülfikar Bal’ı da çıkardım Facebook’taki arkadaş listemden ve neyse ki hala fark edebilmiş değil! Fakat yine de ortak arkadaşlarımızın paylaşımları sayesinde kendisi hakkında zaman zaman bilgi alabiliyorum. Dürtüp duruyorlar garibimi Facebook’tan! Zülfikar abimiz geçen önseçim arifesinde 5 bin lira parayı bayılıp söylene söylene milletvekili aday adayı oldu. Şimdi kimse oy vermez, üzülür adamcağız diye yemin olsun ben de verdim ön seçimde oylarımdan birini Zülfikar Bal’a. Gerçi 72 aday adayı arasından 62’nci çıktı seçimden kendisi ama onun paşa canı sağolsun, napalım yani?!. İşte bu Zülfikar abimize belli ki buralarda dolaşmasın diye İl’den birileri “sen git” diyor, “Yıldırım’da çalış.” Bu talimatı görev kabul eden Bal, eşi ve kız kardeşinden ibaret bir çalışma grubu kurarak başlıyor kapı kapı dolaşıp broşür dağıtmaya Yıldırım’da. O kadar içten ve samimiler, yenge hanım akşamdan evde börek pasta hazırlıyor ve ertesi sabah erkenden gittikleri Yıldırım ilçe merkezinde partilileriyle beraber çay içerek yapıyorlar kahvaltılarını. Bir gün oraya varınca görüyorlar ki, bir haftadır kendilerine tahsis edilen araç yerinde yoktur! Bu duruma fena halde içerliyor Zülfikar Bal. Bu kez başka bir partilinin arabasıyla Yıldırım Lisesi’nin oradaki çay bahçesinde diğer ekipleri bekleyen İlçe Başkanı Avukat Güner Aklan’ın yanına gidiyorlar. Etrafta başka insanlar da vardır. Zülfikar Bal, ilçe başkanına “bu partide bazı sorunlar var” diye yüksek sesle bağırarak çıkışıyor. Güner Aklan da “bağırmaması gerektiğini, etrafta başka insanlar bulunduğunu, bu sorunların ilçe merkezinde konuşulması gerektiğini” anlatmaya çalışıyor. Fakat yaşı hayli ilerlemiş olan Bal, Başkan’a “beni İl görevlendirdi. Sen benim amirim değilsin, ne yapacağıma, neyi nerede söyleyeceğime karışamazsın” yanıtını veriyor. “Hayır, öyle değil, ben siyaseten burada sizin amirinizim” diyor Güner Aklan. -Değilsin! “Öyleyim.” -Değilsin! “Peki o zaman bizim burada size ihtiyacımız yok, ekibinizi de alın ve derhal gidin buradan!..” Önceki gün saat gece yarısını geçiyordu ortak bir tanıdığımız arayıp da bu gelişmeyi aktardığı zaman. Meğerse Güner Aklan’ın bu çıkışına çok içerleyen Zülfikar Bal o saatten beri durup durup, hüngür hüngür ağlıyormuş! Uyum sağlamak konusunda sorunlar yaşıyor olabilir Bal abimiz ama “hiç olmazsa eşinin yanında böyle yapmamalıydın” dedim CHP Yıldırım İlçe Başkanı Güner Aklan’a telefonda. Durumu öğrenince o da çok üzüldü sonradan. Artık arayıp da bir gönlünü alır herhalde bu saatten sonra? Direnişteki Sifaş işçilerinin yanından gelmiş az önce Güner Aklan. Benim de önceden haberim yoktu ki sizin kesinlikle yoktur, çünkü Bursa’da hiçbir gazetede yazılıp çizilmiyor! Genel Müdürlüğünü oğlu Mustafa Çağlar’ın yaptığı Sifaş işçileri bir süredir direnişteler biliyor musunuz? Peki, bu yılların sentetik iplik fabrikası ekonomik koşullardan dolayı bu ayın 15’inde tamamen kapatılıp, üretimine son verilecek bunu da biliyor musunuz? Hey gözünü sevdiğimin Recep Tayyip Erdoğan’ı, o çok yerdiği eski dönemlerde o yıllarda tonla yeni fabrika açılırken şimdilerde sayelerinde bir bir kapanıyorlar görüyor musunuz? İşte ihbar, kıdem tazminatlarıyla maaş alacaklarının kendilerine ödenmeyeceği kaygısını taşıyan 450 Sifaş işçisi günlerdir evlerine gitmeyip orada yatıp kalkarak paraları kendilerine verilene dek pasif bir direnişe başlamış durumdalar. Binalara mülk olarak TMSF el koymuş durumda ama şirket Cavit Çağlar’ın ve ödenecek paralardan da o mesul. Ben diyorum ki, kendisinin biraz “hortumculuk huyu” vardır, geçmişte yapmıştır öyle işler filan ama çalışanının hakkını da her zaman koruyup vermiştir Cavit Çağlar, yatmaz onların alacağı paranın üzerine öyle! Yani “korkmayın, alırsınız paraları söz verdiği tarihte” diyorum Sifaş’ın emektarlarına. Ve hepinize hoş sohbetlerle geçecek mutlu bir Pazar diliyor, tabii en başta kendiminki olmak üzere tüm anaların ellerinden hürmet ve sevgiyle öpüyorum. Ve tabi Zülfikar Bal’a da “üzülme sen Zülfikar abi, olur böyle vakalar, Mehmet Ali Yılmaz mutlaka öğrenip yakalar” diyorum, son olarak onu da öpüyorum yanaklarından.    

Diğer Haberler