Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci Projesi kapsamında yapılan ankette, Bursa’ya gelenlerin yüzde 64.8’inin yerleştikten sonra ekonomik durumlarının düzeldiği görüldü deniyor.
Yavus Selim Mahallesinde bir kahve. İki bilinmez kişi konuşuyor;
-Napırsen, iş buldun! -Yoh! -Eee, çulu düzmişen? –Hal’oğlu, gece eve geç gitmişem, yolun üstünde sıcaktan bunalm garipler, balkon kapısı aıktı. Ben de içeri girmişem, biraz çul çaput ha, hal’oğlu, biraz da dünyalık! Sen na’pırsen? –Vallah bene şans gülmez ağam. Ama karı evde çocukları zabahları bir zılgıt; “Sen sakız satasen, sen kayıt mendil. Sen, sen, sen de onunla gideceeen. Yüzüme bahman öyle pis pis, doğru zengin arabaların camlarını silleceeniz. Parayla gelmeyen sokakta yatar ona göre ha! Bir zılgıt çeki o kadar ola ağam. Çocuklar eve iyi baki yani. Hepicek biraz daha dayanak, durum düzili vallah gardaş!
Anket sonuçlarında “Bursa yaşayanlarına refah getiriyor!” denildikten sonra ekleniyor: “Bursalılar sosyal güvenceli. Bireylerin sosyal güvenceleriyle ilgili yapılan araştırmada ise Bursa’nın dengeli gelir daılımı oluşturabilen bir kent olduğunu gösterdi. Ankete katılanların yüzde 73.1’i sosyal güvencesinin olduğunu, yüzde 26.9’u ise olmadını bildirdi. Sosyal güvencesi olan bireylerin mensup oldukları kuruluşlar ise yüzde 65.4 SSK, yüzde 19.7 Bağ-Kur, yüzde 11.9 Emekli Sandı, yüzde 1.9 Yeşil Kart, yüzde 0.9’u özel sigortalı şeklinde daılım gösterdi. Bireylerin oturdukları konutların mülkiyet durumu ile ilgili yapılan araştırmada da, yüzde 63.8’i oturduğu evin kendisine ait olduğunu belirtti. Ankete katılanların yüzde 33.2’si kiracı, yüzde 2.7’si de bedelsiz oturduğunu, yüzde 0.4’ü lojmanı kullandın söyledi.”
Binaların Osmangazi İlçesinde %10, Yıldırım’da 2,3’ ü oranında ruhsatlı, diğerlerinin kaçak olduğunu Recep Altepe söylemişti. Yani şimdi %63,8’in oturduğu evin kime ait olduğu meçhul! Çoğu hazine arazisi üzerinde kurulu gecekondu. Bursa’yı Bursa yapan kentlilerin ürettiği gayrimenkul rantı seçimlerde siyasilerce, bir çok büyük kentimizde olduğu gibi, arsa tapusu daıtılarak ve hatta yerleşiklerden daha da zengin hale getirilmiş olanları da vardır, topluma entegre edilmek istenen Doğu ve Güneydoğulu vs. vatandaşlarımızdır. Üstelik o illerden elektrik, su, vergi tahsilâtını da doğru düzgün yapamayan devlet, varoşlarda da aynı açmazla kar karıyadır.
Yetmez faturasız yaşam olarak bilinen hayatın temelini oluşturan işporta tezgahları ve işportacılık yapanlar ve o sektöre mal üreten sanayi üzerine yürümeleri gerekirken, gezici esnaf belgesi almayanların ve belediyelerin gösterdiği yerler dında satş yapılmasın yasaklayacak yeni düzenlemeleri getirmeyenlerin, haksız rekabet karısında kalan “Kümesteki Kazlar” denilen; üretici ve hizmet erbabının üzerine yeni beyanlarda bulunma ile envanter sayımı ve sair zorlamalar ile yürümesi elbette “Mutlu Bursalılar” üretmektedir! Bursalılar da konuşurken zaten; “Ben mutluyum, sen mutlusun, o mutlu!” falan diyorlar.
Dünkü anket; “Bursalılar mutlu!” diyor. Kimsenin şikayeti olmayan kaldırımların bozulup yeniden yapılmasından, hele kent girişlerine kadar, kim yürüyecekse oralarda?, yapılan kaldırımlardan, zırt pırt kesilen elektriklerden, yağmur çamurda bat ık yürümeklerden, ayak burkulmalarından, saç baş yolduran trafikten, toplu taıma araçlarında Kur’an dinlemekten çok mutlu Bursalılar.
“Mamur hale gelmek için, imar sıkıntıs çekmek gerek” deniyor hep kentli olanlara. Yeni kentli olacaklara da “eğitim!”
Bir varsa “Bursa’nın aydınlık geleceğe taınması için kentlilik bilinci gerekir!” diyen başkan en mutlu Bursalı elbette. Ne var ki 1954 yılından beri ğrendiğim Bursalılık bilincim karştı bu günler. Şimdilerde Bursalı olmayı anlayabilmek için “Rize’nin çay tepelerine ıkıp da, Bursa’ya bakmak gerekiyor!” Diye mırıldanıyorum.
Recep Altepe’nin içki içilebilen lokantaları dağ/taş bir yerlerde kurulacaın söylediği ve dünyada genelev sokakları için kullanılan “kırmızı renkli sokaklar” anlayı da işte o çay tepelerinden Bursa’ya bakştır.
Bilmem ki, bu işler hep böyle mi gider, sayın mutlu(!) Bursalılar?