utanıyorum,
ortalıkta mühendisim demeye,
Soma'ya gitmeye
utanıyorum, korkuyorum...
ya bir yavru karşıma çıkıp
senin mesleğin ne derse,
sorarsa diye...
mühendisim dediğimde,
babamın katili sizlersiniz diye
duymaktan,
daha ötesi, onun haklı olduğunu
bilip,
çaresizliğimden utanıyorum,
çaresizliğimden korkuyorum,
babanın söylemlerinde kazınmış
küçük belleğine,
amir olarak mühendis,
o küçük yaşındaki
büyük zekası ile,
okulda öğretmeni,
işte, babasının mühendisini
onları özleştirmiş...
onlar yalan söylemezler;
onlar bilimle,
aydınlığın yolunu çizerler
onlarla gelecek yazılır...
sabahçı olduğunda,
anasından, baba helallik isterken,
hep duymuş "amirlerine güven"
anasından,
peki ne oldu
peki babası niye eve gelmiyor
niye tüm ilçe ağlıyor
o zaman tatmış ölümün acısını
baba artık yok...
kara kapkara bir çalışma ile
onu aydınlıklara koşturmaya
çalışan babiş yok artık...
aklına gelmiş küçük bedenînin
büyük aklına,
ana, babamın
mühendisleri nerede,
hani onu korurlardı...
ana diyememiş ki
patron emrinden çıkamamışlar...
babanı o yüzden koruyamamışlar...
onlarda öldü belki,
ama biri çıkıp, bir mühendis çıkıp
burada çalışılmaz diye TMMOB yi harekete
geçirseydi şimdi bir işsiz mühendisimiz
hiç bir canımız yitmemiş olacaktı.
neden utandığımı anladınız mı...