Sason Batman’ın bir ilçesi, tarihte 1890/94 ve 1904 Ermeni 1839-1925-1937 Kürt isyanları ile isim yapmış bir yerleşim bölgesi. Daha kadim tarihlerde adı Sasun olarak geçer. Bölge olarak Kuzey Mezopotamya’yı yay gibi kesen Güneydoğu Toroslarının içinde bir coğrafyanın adıdır.
Asıl merkez günümüzde Bozkıran olarak bilinen Kaleyolu köyündeki Sason kalesidir. Tarihteki Sasun bölgesi; Hazzo, Motkan, Garzan, Kulp bölgelerini kapsar. Osmanlıda Diyarbakır, Bitlis ve kısmen Harput vilayetleri arasında bölüştürülmüş.
Ermeniler “Sasun” adının Ermenice olduğunu iddia ediyorlar. Bize göre MÖ bin yıllarına tarihlenen Asur çivi yazılı tabletlerde, Asur kralı Tiglath Pileser’in Sasun’ da yaptığı savaş anlatılıyor. Tarihçi Minorsky Kürtler konusunu işlerken adı geçen Asur kralının Sasun bölgesinde Kür-ti-e diye bir halkla savaştığını söylüyor. Bu bölge ve halkının Kardo adı ile anıldığını ekliyor fakat Ermenilerden söz etmiyor.
“Oysa Ermeniler’ in aynı bölgede Sasunla ilgili olarak Tavit diye bir efsaneleri var. Anlatılarınca doğaüstü güçlere sahip Tavit ’in kahramanlıklarından söz edildiği gibi, Tavit ’in gerçekten yaşadığına da inanılmakta. Bu durum Ermenilerin en büyük destanı olan Sansute Tavit’i diğer Ermeni efsane/destanlarından farklı kılmakta.
Bu efsaneye göre kendilerini Sasunlu Tavit ‘in soyundan geldiğini savlayan Ermeniler öylece gururlanmaktalar. İnançlarına göre İslamiyet’ten önceki kadim tarihten beri sahip oldukları bir destan olarak kabul edilen yaygın bir kanı.” Beçet Çiftçi Tavit efsanesi yazısından.
Tarihi Sason coğrafyasında Kürt, Ermeni, Arap, Zaza ve Yezidi gibi birçok halk yüzyıllarca bir arada yaşadılar.
Sason ilgi çekici bir tarihe sahip, örneğin Sason aşiretleri Hıdır Beyi seçerken Şah İsmail bölgedeki gücünü kullanarak Sason yönetimini Muhammed Beye verir. Elbette iki bey arasında iç savaş patlar. 1514 Çaldıran’da Şah İsmail’i yenilgiye uğratan Yavuz Sultan Selim Osmanlı’ya sığınarak büyük yararlıklar gösteren Muhammed Beye verir yetkiyi.
Yavuz Sultan Selim’in doğu siyasası Türk dünyasını allak bullak ettiği gibi, İran’ı denetim altına alabilmek için yöredeki Kürtlere beylikler vermesi ve bölge için ilk defa Kürdistan deyimini kullanması, günümüz Kürt sorununun da başlangıcıdır. İşaret etmekle yetiniyoruz, çünkü ayrı bir yazı konusu.
“1925 Şeyh Sait isyanında Sason Beyi Evdirekmani Eliye isyanı destekleme konusunda çok çaba harcar. Bu nedenle de isyandan sonraki günlerde devletçe izlenmektedir. 1934 yılında bir bölük asker Evdirekman’ı almak için yaşadığı bölgeye gelir. Çıkan çatışmada kardeşi Şexo ve bölük çavuşu hayatlarını kaybeder.
Osmanlı’dan beri alıştıkları gibi aşiret dağa çıkar. Gördükleri bir zulüm nedeniyle Xerzan bölgesinden bir başka dağlı ile güçlerini birleştirir. Xerzan ve Sason yasaklı bölge ilan edilir. 1934 ten 1937 ye gelindiğinde eş zamanlı olarak Dersim isyanı vardır ve Evdirahman’ın karşısında daha sonra 1960 darbesinin güçlü generali olacak Cemal Madanoğlu tam teçhizatlı askeri birliği ile bulunmaktadır.
Dersimde tecrübe kazanan asker sason’a isyanı bastırmak için geldiklerinde Tufan Paşanın itirazlarına karşın Madanoğlu Evdirahman ile görüşür, konuşur. Teslim olmasını affedileceğini söyler. Üç yıllık çatışmaya karşın bir sonuç alınamamıştır.
Evdirahman, artık direnmenin imkânsız hale geldiğini anlayarak o günler bütün kaçakların sığındığı Suriye’deki Binxet’e göçmeye karar verir.” Xerzi makalesinden. Sasun Org.
Görüleceği gibi günümüz Suriye Kürt nüfusunun bir bölümü Anadolu Kürt isyanları nedeniyle Türkiye’den göçlerle oluşmuş.
Sonuç
1 – Sason bölgesi en eski Kürt yerleşim bölgesidir. Asur çivi yazılı tabletler buna tanıktır ve Sasun sözcüğü Ermenice değildir. Ermeni kayıtlarına göre de Ermenilerin bölgeye gelişleri MS. 3. Yy. dan sonra başlar. Onlar gelmeden önce de yörenin adı Sasun’du.
2 - Ermeniler bölgeye bir şekilde sonradan gelmişlerdir. 19 yy.sonlarında ve 1904 te Batının kışkırtmasıyla Hıristiyan nüfus olarak Adana ve Zeytun isyanlarıyla eş zamanlı olarak isyan etmişler, 1915 tehcirine tabi tutulmuşlardır. Bu arada Ermenilerin Kürtler tarafından mallarına tamahen öldürüldükleri rivayeti var.
Gerçeğin ortaya çıkması Osmanlı dönemi Diyarbakır, Bitlis ve Harput vilayet defterlerinin incelenmesi ile olabilecektir. Elbette “yandı, yok!” denilmezse.
3 --Sasun’un kadim halkı olduğu anlaşılan Kürtlere ait kahramanlık destanlarının sözlü kültürlerde yayılması sırasında Ermenilerce apartıldığı kanısı ortaya çıkmaktadır. Kürtler ne yazık ki dillerindeki söylen ve edebiyatı yazıya dökememiştir. Aşiret düzeneğinde yaşamaları, tek bir halk olamalrı önünde en büyük engel olmuştur.
4 - Kürt ve Ermeni halklarının ortak yaşamı, kültür alış verişleri, birbirlerini etkiledikleri alanlar ve yaşadıkları ortak trajediler (varsa) araştırılmak üzere ortada durmaktadır.
5 - Türkiye’den Suriye’ye göçen Kürtlerin giderek (PKK dahil) Suriye’de edinecekleri açık olan yeni rollerinde Türkiye’ye, sahip oldukları anılardaki travmalar nedeniyle, pekte olumlu yaklaşmayacakları ortaya çıkmaktadır. Öyle ki Türkiye’nin kendi Kürtleriyle bir uzlaşı aradığı şu günlerde bu olumsuz yakın tarih süreci etkileyebilecektir.