Yazarlar

Batı Uygarlığının İnşası Doğu Kökenlidir (1)

post-img
Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir) Anadolu’nun sesi (1971 İst.) Anadolu’nun güneyine göç edenlerden Kaburiler vardı. Bunlar Sami Hebrulardır, diyor. Çünkü bu teze göre İlk İbraniler Anadolulu oluyor. Ahdi Atik’in bazı metinlerine dayanan bu iddia Ras Shamran’ın Finike metinleriyle takviye edilmiş bulunmaktadır. Aramilerle İbranilerin akraba ulus oldukları anlaşılıyor. 1400ler dolaylarında İbranilerin gelenekleri Hitit ve Mezopotamya anlayışlarına yakın olup Neo Hitit metinlerinin dili olan Hevi’ye akraba bir dil konuştukları sanılıyor. Bu dilde esas tanrılarına YAH veya YAH-WA adını vermişlerdi.   Daha başlara gidersek görürüz ki, Girit ve Karialı soyların karışımından meydana delen Palasatiler Anadolu’dan göç edenler arasında güneye inip Mısır’ın kapılarına dayanıyorlar. Firavun bunları sürüyor. Bunlar da Filistin’e yerleşip ülkeye adlarını veriyorlar. İbraniler bunlardan çok çekse de, Palasatiler ana tanrıçaları HEPA’yı Batı Anadolu tanrıları arasına HEBE (EVE) adıyla sokmuşlar ve Filistin’e geldiklerinde de HAVVA adı altında Ürselim (Kudüs/Hebron=El Halil günümüzde) kenti koruyucusu kahraman Adam’la (ADEM) evlendirmişlerdi. (Hebron kenti ile ilgili sitede yayınlanan yazılarımızı anımsama olarak okumanızı öneririm.)   İşte dostlar AHDİ ATİK böyle başladı.   Demir madenlerinin bulunup işletmeye açılması insanlığın gelişiminde önemli hız kazanılmasında (uygarlığın) büyük etken olmuştur. Çünkü madencilikten önce sadece gökten düşen meteorit biliniyor ve o denli nadir ki, diski en uzağa atan atlete ödül olarak demirden disk veriliyordu. Demir madenciliği ticaretin ve kavimlerin de hareketlenmesine neden oldu.   Helenistan’dan Troy’a (Anadolu’ya) tahta atla gelenlerin durumu pekte iyi sayılamazdı. Gerçi savaşı da yeni pazarlara sahip olmak için yapmışlar ve deniz yoluyla da demir ticaretinden büyük kazançlar elde etmeye başlamışlardı. Fakat Bu kadar uzaklara açılmak Akhalar’a pek yaramadı ve ülkelerinde meydana gelen boşluğu yeni bir göç dalgasının öncüleri olarak Dorienler doldurmaya başlamıştı. Elbette Dorienlerin baskısıyla da kaçanlar Anadolu’ya sığınıyordu. Bu meydana gelen harketlenme sonucu, metalurji çalışmalarını iyice geliştirmiş, Mısır ve diğer Akdeniz sahillerine bahçe çapası, saban demiri, ziynet eşyası gibi şeyler satan Hititler’in sonunu getirdi. Çünkü Trakya’dan Phrygler (Firigler) Anadolu’ya gelmişlerdi, yaman köylülerdi. Kıyı pazarlarını demirden yana beslemek için Armeniyye’ye kadar uzanıyorlardı. Kralları Gordias’ın bulduğu söylenen düğüm, arabanın okunu öküzün boynuna sağlamca bağlıyordu. (İskender’in Gordium’da çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm bu düğümdür. Türkler burala yerleşince de Gordium’dan türettikleri ‘Kör Düğüm’ sözü dilimize buradan yerleşmiştir) Akhalar’ın topraklarından göç edenler arasında İYONLAR’ın olup olamadığı tam olarak bilinemese de bu geleneksel görüşe karşı bu halkın yerli (autochtone) halklardan olduğu kanısı daha sağlam delillere dYnır gözükmektedir. Örneğin Ahdi Atikte geçen Yarvan ve Yavones ismleri İyonlar’ın eski adlarıdır. Kitapta Akha veya Helenlerden söz edilmemektedir. Yani İyonlar’ın bunlardan önce bu ülkelerde bilindiğinin önemli bie işareti olarak görmek gerekir. İranlılar da bu ulusu YAUNA diye tanıyordu ve bu ulus güneş tanrısı Apollon’u Delphos’a taşımıştı. İlyada’da Apollo Akhalar’ın düşmanı olarak geçer. Persler ünlü Peloponez savaşlarında Yaunalar’a rastkadıkları için buralara Yaunıstan demişlerdi. Yunanistan sözü buradan gelir.   Anadolu’ya hiçbir kavim tam olarak hakim olamamıştır. Fakat Anadolu’ya gelenler de bitmiyor.   Orta ve batı Avrupa’nın eski yerleşiklerinden Keltler’in gücü Halstatt (Avusturya), Lorraine, Bourgogne demir madenlerinin işletilmesinden geliyordu. Üstün nitelikli silah ve aletler üretiyorlardı. Tarımla uğraşıyorlardı, evleri ahşap, duvarları balçık sıvalıydı. Torağa bağlılık kültlerine göre özel mülkiyet kavramına sahip olsalar da. Toprak kabilenin ortak malıydı. Tanrılara ibadet, aşağılık davranışlardan kaçınma, cesaret göstermek rahipleri Duritlerin telkinlerini meydana getirirdi. Bireyin onuruna saygı gösterilir, insanlığa saygı kadını da kapsardı. Kelt tekeşliydi ve karşılıklı anlaşma ile eşlerinden ayrılabilirlerdi.   Cesur insanlardı. Kılıçları Roma kalkanlarının hakkından gelmiş ve Roma’dan çekilmeleri karşılığında ödenecek fidyenin tartısında anlaşmazlık çıkınca da reisleri o ünlü ‘’vae victis!’’ (veyl mağluplara!) sözüyle tanınır. İşte bu Keltler’in bir bölümü Po ovasında yerleşti. Bir kısmı Orta Tuna’da şimdiki Belgrat’ı kurdular. Geri kalanı yürüyüşe devamla Batı Trakya’da ikiye ayrılıp bir kısmı Karadeniz’in kuzeyinden güney Rusya içlerine daldı, bir kısmı da Trakya’da ilerleyerek Bizans’ı yakından takibe aldı. Elbette bu seyir bedava değildi ve Bizans onlara seksen talentlik bir vergi ödemeyi kabul etti. Gelenlerin büyük kısmı Hellespont’u geçerek Galatia’ya yerleşti. Yani işgal ettikleri yer M.Ö. 3 ncü yy’da kuzeyde Bithynia ve Paphlagonia, batıda Phryg’a, güneyde Lycaonia ve Kappadokia ile Çevrili alandan söz ediyoruz. MÖ. 278/277 yılları arasında bu alanda göründüklerinde nüfuzları 20.000 kadar olup sadece yarısı muharipti. Bergama kralı Attalus MÖ. 232 de Galatia bölgesine yerleşmeye mecbur ediyor. MÖ. 64 yılında da burası Roma’nın eyaleti haline geliyor.   Xenophanes İzmirle Efes arasında Colophon kentinden, Thales, Anaximendros, Anaöenes, Leucippe, Hekateos hepsi Miletli, Heraklitos Efesli, Anaxagoras Urla yakınında Klozamen (Kilizman) li, Epikurus Sisamlı olup bu gelenler içinden yetişen ilk ‘’Atomist’’ lerdir. Thalss’in önüne ENKİZİSYON ÇIKMAMIŞTI, ülkede hürriyet vardı. Ama Perikles’in davetlisi Anaxigoras; Ay ve Güneş birer tanrı değil, maddi varlıklardır dediği için ‘’atheizm’’ le itham edilerek ölüme mahkum edilmişti. Xenophanes de, lirini çalarak dolanırken ‘’eğer öküzler ve beygirler tanrı putları yapabilseydiler. Onlar da tanrıları öküz ve beygir şeklinde yaparlardı’’ diyordu. Atinalılar ise meteor, yani kuyruklu göktaşı yıldızlarla ilgileniyorlar diye Anadolu düşünürleri ile alay ediyorlardı.   Anadolu sadece bir köprü değil fakat uygarlığın beşiği olarakta bir kaledir.

Diğer Haberler