Mısır: Hüsnü Mübarek’in 2011 başında devrilmesinden itibaren devrim sürecini halen tamamlayamamış olan Mısır’da 2013 yılı iç politika açısından son derece hareketli geçeceğe benziyor. Tartışmalı anayasa referandumundan sonra 2013’ün ilk aylarında yeniden parlamento seçimine gidecek olan Mısır’da siyasette kutuplaşma artarak devam ediyor. Mısır halkı seçimlere her geçen gün daha az itibar etse de yine sandık başına gitmek zorunda kalacak. Fakat bu seferki seçimin diğerlerine nazaran çok önemli bir farkı bulunuyor. Eğer seçimi yine Müslüman Kardeşler’in liderlik ettiği blok kazanırsa Mısır’daki devrim süreci tamamlanma noktasına doğru ilerleyecektir. Seçim sonucunu önceden kestirmek güç olsa bile hayli hararetli geçeceği söylenebilir. Büyük bir olasılıkla parlamentonun Müslüman Kardeşler ve Selefilerin toplamda çoğunluğu rahatlıkla sağlayacağı bir şekilde gerçekleşmesi sürpriz olmayacaktır.
Mısır dış politikasının en önemli adımı ise İsrail ile ilişkiler konusunda gelebilir. Mısır’da devrim sürecinin tamamlanması halinde son 30 yıldır İsrail ile ilişkiler konusunda yürüttüğü politikasından vazgeçmesi ve çok daha sert bir söylem ve tutum belirlemesi için 2013 kritik bir dönemeç olabilir.
Suriye: Muhtemelen 2013 Ortadoğu’da yine Suriye yılı olacaktır. Ülkedeki iç savaşın hayli ağırlaştığı ortamda Esad Yönetimi’nin bu yılın sonunu görmesi çok düşük bir olasılıktır. Muhaliflerin üst üste kazanımlarını, rejimin içten içe güç kaybetmesinin eklenmesi Suriye’de rejimin sonunu yaklaştırmaktadır. Fakat rejimin devrilmesi Suriye’deki olayların sonu olmayacak, baştan aşağı bir yeniden yapılanmanın ilk ayağını oluşturacaktır. Bu nedenle Suriye bölgenin en yakından izlenmesi gereken konusu olmaya devam edecektir. Bazen haftalarla bazen de günlerle ölçülen gelişmeler özellikle yaz aylarından sonra Suriye’yi farklı tartışma konularıyla dünyanın gündemine taşıyabilir.
Suudi Arabistan: Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülkesi Suudi Arabistan Ortadoğu’da her geçen gün önem kazanmaya devam etmektedir. Zenginliğini siyasal güce çevirme konusunda son birkaç yıldır çok önemli bir aşama kaydeden Suudi Arabistan’ın özellikle Lübnan ve Suriye’deki gelişmeler bağlamında yıldızı parlayabilir. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan’ı 2013’te bekleyen iki temel gelişme kraliyet ailesinin geleceği ve ülkedeki muhalefeti kontrol altında tutmaktır. Kral Abdullah’ın ilerleyen yaşı ve veliaht prenslerin üst üste yaşamlarını kaybetmesi dikkate alındığında Suudi Arabistan’ın gelecek yıllardaki liderlik profilinin belirlenmesinde 2013 önemli bir yıl olabilir. Ülkedeki muhalefet ise zayıf olsa da mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Suudi Arabistan için muhalefetin mücadelesi stratejik bir tehdit yaratmasa da Ortadoğu’nun genelindeki Şii-Sünni mücadelesi denkleminde Suudi Arabistan’daki Şii muhalefet de yakından izlenmelidir.
Filistin: 2013 yılının Filistin’e barış ve çözüm getirmesini beklemek fazlasıyla iyimserlik olacaktır. Bu yıl Filistin’in en önemli gündemi Hamas ile Fetih arasında kilitlenmiş durumdaki liderlik mücadelesinin alacağı hal olabilir. Filistin’de tarafların kendi aralarındaki sorunu aşmasının temel yolu seçim olmasına rağmen her iki aktör de seçime şüpheyle yaklaşmaktadır. Ancak hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçiminin çoktan geciktiği Filistin’de iç uzlaşı tarihi bir dönüm noktası olabilir. Bununla birlikte, iç uzlaşı gerçekleşse dahi ne İsrail tarafında ne de ABD’de İsrail Filistin Barışı’nın sağlanması yönünde bir itici güç bulunmadığından gerçekçi ve samimi bir nihai çözüm sürecinin başlatılması beklenmemelidir.
Dikkat edilmesi gereken ülkeler:
Bölgenin önde gelen devletlerinin yanı sıra üç ülkenin daha çok dikkatle takip edilmesi yararlı olacaktır: Lübnan, Ürdün ve Bahreyn. Lübnan bölgedeki güç mücadelesinin etkisine açıklığı nedeniyle her zaman için istikrarsızlığa yatkındır. Bu nedenle, ülkede henüz siyasal sorunlar çok ön plana çıkmasa da 2013 yılında yapılması beklenen genel seçimle birlikte ülkenin iç karışıklığa sürüklenmesi beklenebilir. Hem Suriye’deki olayların etkisi hem de Suudi Arabistan ve İran’ın Lübnan üzerindeki etki mücadeleleri bu ülkede hayli gergin bir yıl geçmesine neden olabilir.
Ürdün, Arap Bahar’ından göreli olarak az etkilenen ülkelerden birisi gibi görünmektedir. Ancak Ürdün Kralı ile muhalefet arasında tırmanan gerginlik bu ülkenin her an patlamasına neden olabilir. Şu ana kadar sessiz olan Ürdün’de siyasal gerginliğin bir patlamaya dönüşmesi tüm dikkatlerin bu ülkeye dönmesine neden olabilir. Arap Bahar’ının ilk uğradığı ve en güçlü şekilde bastırıldığı yerlerden birisi olan Bahreyn’de muhalefet taleplerinden vazgeçmiş değildir. 1.5 yıldır süren görüşme çabalarının bir sonuç üretmediği Bahreyn’de 2013 son derece ilginç gelişmelere sahne olabilir.
*Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen, ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üni. Uluslar. İliş