Bursa Araştırmaları Dergisi, 5. sayısından başlayarak semt
dosyaları yapıyor. Son sayısında derginin dosya konusu Setbaşı
semtiydi. Setbaşı, dergide büyüteç altına alınıp incelendi. Derginin
yayınlanmasından sonra da, Bursa Kent Müzesi’nde, eski
Setbaşı fotoğrafları ve planları üzerinde, bu semt, uzmanlar tarafından
tartışıldı. Eski bir Bursalı Kamil İnançer, katılımcılara
eski Setbaşı’nı anlattı. Daha sonra da katılımcılar, semt gezisi
yaptı, Setbaşı’nın dört bir köşesi incelendi.
Setbaşı eski bir semt
Setbaşı Bursa’nın en eski semtlerinden biri. Mahalle bir sed,
tepe üzerinde bulunduğu için bu ad verilmişti. 15. yüzyıldan
başlayarak belgelerde bu mahalle adına rastlanılmakta. 1772
yılı ocak ayında mahallede büyük bir yangın çık mış, 1801 yılındaki
büyük Bursa yangınında ise mahalle tümüyle yanmıştı.
1863 yı lı 26 Eylül’ünde bir simitçi fırında çıkan yangın sırasında
da, Umurbey’e kadar olan tüm Setbaşı yanmıştı.
Setbaşı, büyük ölçüde Ermenilerin yaşadığı bir semtti. Çelebi
Mehmet, Yeşil Camii’ni yaptırırken, camiye gelenlerin ayakkabılarının
çamurlarını silmek ve yazın tozlarını almak üzere 10
hane Ermeni’yi Kütahya’dan getirtmişti. Çelebi Mehmet külliyesi
vakıf kayıtlarında da bu Ermeniler için Yeşil semti yakınlarında
iskân verilip Yeşil İmaretinden de fodla(yemek) tahsis
edilmişti. Setbaşı’na yerleşen Ermeniler’e, daha sonraki yıllarda,
ipekçiliğin de gelişmesiyle Doğu illerinden gelen Ermenileri katılmıştı.
1912 yılında, Balkan göçmenlerin bir kısmı Setbaşı’nda is kân
edilmişti. 1915 yılının Mart ayında, Ermeni göçürmesi sırasında
mahalleden çıkarılan Ermenilerin bir bölümü, Yunan işgaliyle
birlikte geri gelmesine karşın, 1922 yılında bir daha geri gelmemek
üzere gittiler. Yerine de, Yunanistan’dan gelen göçmenler
iskân edildi.
Setbaşı otelleri
Bursa’nın Avrupa tipindeki konaklama yeri olan ilk oteller de
Setbaşı’nda açılmıştı. Bursa’nın en modern otelleri de Setbaşı’ndaydı.
Nuriye Oteli ile Şark Oteli, Bursa sosyetesinin gelip
gazinosunda eğlendiği bir yerdi. Otelin bir de güzel gazi nosu
vardı. Otele bitişik olan postane, o devrin tek postanesiydi.
1890’lı yıllarda ise Setbaşı’nda bulunan Galiçya Oteli, Bursa’nın
en modern oteli olup kente gelen tüm Avrupalı turist ve
ünlü kişilerin kaldıkları bir yerdi. Bahçesinde saz ve şarkıcılar
her akşam program yapardı. 1890’lı yıllarda Bursa’ya gelen Nafizade
Ahmet, Bursa’nın en işlek caddesi olan Setbaşı’nda gece
saat iki-üçe kadar insanların gezinti yaptığını yazıyor.
Setbaşı meyhaneleri
19. yüzyıldan Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar, bugünkü Mahfel’in
yanındaki sokakta baş tan başa meyhaneler vardı. Bu nedenle
bu sokağa son yıllara kadar “Meyhaneciler Sokağı”
denilmişti. Bu meyhanelerin her birinde, birer ikişer kişilik çalgıcılar,
tıpkı Çiçek Pasajı’nda olduğu gibi eğlentiler düzenler di.
Osmanlı devrinde, Setbaşı’nda çok sayıda meyhanenin yanında,
diğer bir eğlence mekânı olan birçok da bozahane vardı.
Kadı sicillerine göre, Setbaşı meyhanelerinde kadınların bile
şarap servisi yaptıkları anlaşılmakta.
1584 yılındaki bir kadı siciline göre, Setbaşı Mahallesi’nde iki
Rum’un, mahalle ortasında açtıkları meyhaneleri kapatılmıştı.
1617 yılında da, mahalledeki tüm meyhanelerinin kapatılması
konusunda daha şiddetli bir ferman gelmişti. Tüm bu baskı, tehdit
ve cezalandırmalara karşın, yine de Setbaşı meyhaneleri yaşadı.
Setbaşı Mescidi’nin etrafındaki meyhaneler için en ilginç şikâyet
ise Setbaşı Camii imamından gelmişti. 1573 yılında, imamın
ezan okumak için minare çıktığında, Setbaşı
meyhanedekilerinin, imama kadeh kaldırıp “şerefine” diye rakı
içtikleri iddia edilmişti. İşte bu gerekçeyle de Setbaşı’nda mescide
yakın olan meyhaneler kapatılmıştı.
Setbaşı gazinoları
19. yüzyıldan sonra, Bursa’da modern tarz eğlence mekânları
olarak oteller ve gazinoların açılmaya başlandı. Doğal olarak açılan
bu gazinolar da, Bursa’nın Pera’sı olan Setbaşı’nda açılmıştı.
Bursa’da açılan en eski gazinonun “Mazalyan Gazinosu” olduğu
anlaşılmakta. 1913 yılında ise Setbaşı’nda, köprünün
hemen yanında Laskaridis Efendi adlı bir kişinin güzel bir gazino
açmaya çalıştığı, ancak köprünün hemen yanında olduğu için
engellenmişti.
1915 yılında Ertuğrul gazetesinin bir haberine göre, Setbaşı’nda
açılan Gökdere Gazinosu, Bursa’nın en modern gazinosu
idi. Bu haberde bir de yorum yapılarak, eğlence mekânlarının
herşeyi ile İstanbul’dakilerden aşağı kalmayacak tarzda modern
bir yer olması istenmekte.
Mahfel’in bulunduğu bahçe, eski Türkocağı idi. Burada çok
güzel bir lokal bunun yanında da güzel bir gazino. Bu gazinonun
önünde 1918 yılında Türkçe ve Ermenice olarak Vorpahnam
Gazinosu yazmaktaydı. Sahibi Bedros Efendi idi. Bedros Efendi,
gazinosuna herkesi almaz, bu hayatı anlayan kişileri seçermiş.
Setbaşı sinemaları
19. yüzyılın başından itibaren Bursalıların en önemli eğlence
kurumu sinema olmaya başladı. Doğal olarak bu sinemalar da,
yine Setbaşı’nda toplanmıştı. 1912 tarihli gazetelerden, Bursa’nın
ilk sinemasının varlığını öğrenmekteyiz. Bu ilk sinema,
Nasuh Paşa Hamamı karşısındaydı.
Yine bu tarihte, uzun yıllar Bursa’da hizmet vermiş olan Şark
Tiyatrosu’nun da faaliyette olduğu anlaşılmaktadır. Sonradan
Şark Sineması ve Saray Sineması adını aldı. Sonra bir süre bir
bölümü pavyon olarak kullanıldı. Yandıktan sonra yeniden hiz-
mete girdiğinde ise yine sinema olarak hizmet vermeye başladı.
1918 yılında ise Setbaşı’nda Sinema Olimpos Palas vardı.
Setbaşı kiliseleri
Setbaşı Mahallesi’nde önceleri iki Ermeni kilisesi vardı; İpekçilik
Caddesi’nde, 1980 yılında yıkılan kilise Gregoryen olanıydı.
Bu kilise, bugünkü Halk Kütüphanesi’nin bulunduğu yerdeydi.
Katolik Ermeniler için de Namazgâh Caddesi’nin solundaki kilise
yapılmıştı. Mahalledeki bu ikinci Ermeni kilisesi, Cumhuriyetten
sonra bir süre fabrika olarak kullanılmıştı. Halen sağlam. Dergide,
bu kiliseyle ilgili, Sayın Serpil Tonak’ın güzel bir yazısı bulunmakta.
1630 yılında Karaağaç Mahallesi’nde, iki cami arasında Ermeniler
tarafından bir kilise yapılması, Müslümanların tepkisine
neden olmuştu. Ermenilere göre, daha önce var olan eski terkedilmiş
binayı tekrar tamir ettiklerini söylerken, mahkeme kilisenin
Müslümanlara engel olacağı düşüncesiyle yıkılma kararı
vermişti.
1793 yılı Ramazan ayında da, bini aşkın Bursalı kadın, Setbaşı’nda
tamir edilen bir Ermeni kilisesini yıkmıştı. İzin verilenden
çok yüksek bir şekilde, altı kubbe üzerine yapıldığı
nedeniyle yağmurun yağmadığına inanan kadınlar, kiliseyi yıkmışlardı.
Kendilerini engellemeye çalışanları da yaralamışlardı.
Belgelere göre ise, Bursa’ya giden vaizlerin, kilise yapılırsa
yağmur yağmaz sözleri üzerine kadınlar Ermeni Kilisesini yıkmış...
Setbaşı, Bursa’nın Pera’sı
Setbaşı, Bursa’nın batılılaşma, modernleşmesinin yüzü olmuştu.
Hep ilk yenilikler Setbaşı’nda ortaya çıkmıştı. İlk Frenk
şapkalı insanlar burada gezinmeye başladı. Batı tarzı giysilerin
satıldığı dükkânlar, terziler ve berberler bu semtte bulunuyordu.
19. yüzyılın başından itibaren Bursalıların en önemli eğ-
lence mekânı olan sinemalar, gazinolar da bu semtte toplanmıştı.
Uzun yıllar, Bursa’nın diğer mahallerinde yaşayanlar, özellik
de Müslümanlar, kendilerini kuşatan sıkı kurallardan bu semte
gelerek kurtarmaktaydı. Sanırın Bursalılar, Setbaşı’nda kendilerini
daha özgür hissediyordu. Batı uygarlığının çağdaş ve modern
düşünceleri ilk kez, Setbaşı’ndaki mekânlarda tartışıldı.
Setbaşı, yüzünü Batı’ya dönen ve modernleşen Bursa’nın çehresi
oldu...