Yazarlar

Mağdurlar…

post-img
Arada bir oluyor. Aslını söylemek lazımsa sık oluyor, velhasıl alışverişe gidip sonra da tava tencere boğuşmak fıtratımızda var. Gezici Koç ailesi olmasa bulaşık bile boynumuzun borcu olacak. Erken kalkan yol alırsa kahvaltı düzeneği görevi haline gelirmiş. Eee hadi marş marş BİM’e. Bizim evin arkasındaki ilköğretim okulunda özel güvenlikçi sınavları yapılıyor. Sınav, okulun ana giriş kapısına park eden kuş ailesi arabalardan anlaşılıyor. Yürümeyi sevmiyor arkadaşlar. Evdekiler uyuduğuna göre reyondaki peynirleri tartmaya biçmeye vakit var. Kasada küçük şişe su kuyruğu. Kasiyer çocuk, sınava telefonu almıyorlar, buraya bırakabilir miyim diyen orta yaş hanıma olmaz abla demişken, abla ısrar ediyor. Tam bu esnada kasanın arkasına geçip küçük çantayı almak isteyen adama da, abi dur ben veririm diyor. Adam çantayı alıp yavaş yavaş açıp, içindeki kimliklerden birisini çıkarıp, yeniden kasasının arkasına koyacakken, kasiyer seninkini de almıyorum abi deyiveriyor birden. Ve bir anda olan oldu. “Beni mağdur ediyorsun” cümlesi büyük harflerle gökyüzünü inletti. İşte hayatım boyu unutamayacağım sahne. “Mağdur oluyorum, imtihana gireceğim”.  Söz bu kadar, lafın arkası yok. Orta yaş kadın arkamda olacakları beklerken,  yarım metre mesafeli bir üçgende duruyoruz. Kulağınızın dibinde birisi 80 desibel şiddetinde  “Mağdur oluyorum” derse, ne yaparsınız? Ayıptır söylemesi ama kendimi birden, “du bakalım, ne olacak bakalım” moduna alıyorum. Kasiyer çocuğa bakıyorum ama benim kadar şanslı değildi anlaşılan. Direnemiyor sözün şiddetine. “Tamam, kalsın.” Cümlesi ağzından sessizce dışarı kayıyor. Ve tam kapıdan çıkacakken “ALLAH RAZI OLSUN” sözü hepimizi yeniden yere mıhlıyor. Hayır, söz değil, zafer edasındaki söyleyiş biçimi ortalığı çınlatıyor. Bence, çanta sahibi giderayak kasada duran gencin annesine ağır laflar söylese, bu kadar acı vermezdi belki de! İyi ki, peynirleri poşete koyarken gözümdeki hınzırlığı kimse görmedi. Hah diyorum kendime, işte Abidin’in resmini yapamayacağı “mağdurluk” bu. 12 Eylül’de falakalara gerilmiş, vücudunun her bir noktasına elektrik verilmiş insanlar tanırım, ne bir gün ağlandıklarını, ne de mağdur edebiyatı yaptıklarını gördüm. İşte fark, fark bu Abidin. Sen 12 yıldır sürekli düşmanlar yaratıp mağduru oynayan liderin ve onun yolunda giden cingöz güvenlik elemanı adayının resmini yapamazsın. Göstermemiş sana ustan ikiyüzlülüğün inceliklerini, teorisini, psikolojisini, gücünü…

Diğer Haberler