Yazarlar

Yazık, vasiyetlere yazık!

post-img
Bazen bir resim, bazen bir anlatım duygulandırır, insan ne diyeceğini bilemez, ağlamaklı olur.   Kızının vize işleri için gelen Hayri Gökçe’nin söylediği de işte tam bu. Vasiyetle CHP’ye oy veriyorum, “Kurtuluş Savaşı gazisi babam ölmeden birkaç dakika önce abimi ve beni çağırdı, Atatürk’ün partisine oy verin” dedi diyor Hayri Gökçe. Hem de ben o zaman daha 9 yaşındaydım.   İster vasiyetle, vasiyetsiz milyonlarca insan gidip CHP’ye oy veriyor.  Cumhuriyet için, Atatürk için, çağdaş bir Türkiye umudu için. Bütün vurdumduymazlığa, bütün eksikliklere ve bütün hoyratlıklara rağmen veriyor.   Evet bunlar tıpış tıpış gidip oy veriyorlar. Hem öyle sandığa gitmeden esip gürleyip, ÖDP’ye vereceğim, İşçi Partisine vereceğim diyerek kafa bulandırmadan.   Onlar partinin sağa, dindarlara açılarak büyüyeceğine inanmadıkları halde, sırf parti yönetimi istedi diye hem Turan Tayan’a hem de İhsanoğlu’na oy veriyorlar.   Sonra, sonrası ne olacak. Seçimi kaybedenler, tatilciler şezlonglarını terk edemediler diyor.   “Akrep gibisin kardeşim, …. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, demeğe dilim varmıyor ama, kabahatın çoğu senin, canım kardeşim”   Ve sonra çıkıp Cemaatin televizyonuna, vatandaştan geliyor havasındaki soruların birisinde, “Eğer iktidar olursak, o polislerin hepsini dışarı çıkaracağız”, diyerek, gazetecileri, askerleri, demokratları yıllarca içeri tıkan yapıya sahip çıkıyor.   İşte o an, Baykal’a kaset komplosu yeni bir şekil alıyor aklımın derinliklerinde.   Hayır, hayır, Kılıçtaroğlu gitsin, aynı yolun yolcusu Muharrem İnce gelsin diye bir düşüncem, bir genel başkan sorunum yok. Bir ahlak, bir vicdan, bir ihanete uğramışlık duygusudur dışa vuran.   İl başkanlarının zafer kazanmış komutan edasıyla sıra sıra dizilip genel başkanın önüne etten duvar örmelerine ne diyeceğimizi de bilmiyoruz “Yediğin eli ısırmayacaksın”   Anadolu insanı nankörlüğü böyle zarif tarif edebiliyor. Ama siz, kıymetli koltuklarınız, bir makam, milletvekilliği uğruna sorgusuz sualsiz arkanızda yürüyen insanların sesi bile olamıyorsunuz. Üstümüzde kara bulutlar dolaşırken, ikbal peşinde koşuyorsunuz.   Yüksel Baysal, Lodoshaber’de “Yedek seçmeni olmayan CHP nasıl iktidar olur?” diye soruyor.   İlahi Baysal. CHP’nin yedeğe gereği yok ki, zaten hepsi asil. Yeter ki CHP yönetimleri onların kıymetini bilsin. Öyle yirmi yıl sonrasını bile hedeflemeye gerek yok. Sadece ve sadece 2015 genel seçimlerinde yeni bir ufuk göstersin yine yeter.   Ve hatta genel başkanı, parti organları, il başkanları, ilçe başkanları olmasa bile CHP yine aynı oyu alacak. Çünkü seçmeni günlük çıkar peşinde değil, vasiyetle oy veriyor! Bu ülke uğruna ölenlerin vasiyetiyle…

Diğer Haberler