Devir mi değişti yoksa bana mı öyle geliyor. Eskiden mazlumun yanında yer almak marifet sayılırdı, şimdi herkes haksızlığa direnene bir yumruk atma sevdasına düşmüş. Bu kafileye en son Bursaport.com yazarı Serdar Esen “CHP kime çalışıyor” diye sorarak katılıyor. Sormasına sorsun ama bunu yaparken sapla samanı karıştırmasa bari.
Serdar Esen,
“Sol bir parti olmamasına karşın, halk arasında genellikle “solcu” olarak nitelenen CHP, aslında bir devlet partisi, Kemalist bir parti. Adı “halk partisi” olmakla birlikte halk, yani işçi, köylü, esnaf CHP’yi kendine yakın bulmadığı için genellikle oy vermiyor. CHP oyunu daha çok “eğitimli” orta kesimden alıyor. ”
diyor.
Birisi kalkıp, CHP iyi yönetilmiyor veya yanlış işler yapıyor dese, gocunacak halim yok ve hatta eleştirilere ben de katılırım, eğer amaç üzüm yemek olursa!
Solculuğun ne olduğuna girmeden, CHP’nin kuruluş şartlarını ve amaçlarını bilmeyen birisine ne denir. Aslında çok şey denir ama sayın Esen gibi insanlar sadece koltuğunun altında Radikal gazetesi ile dolaşanları solcu sayıyor anlaşılan. Şalvarlı takkeli ve şeriat duygusuyla ortalıkta dolaşanlarla aynı ağzı kullanmak da neyin nesi: “Kemalist Parti”. Madem Atatürk’e saygınız yok, en azından antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’na saygınız olsun. Atatürk bu savaşın liderliğini yapmış, ülkeyi işgalcilerden kurtarmış, Cumhuriyeti kurmuş, arkasından alfabe devrimini gerçekleştirmiş ve hatta Türk kadınına Fransızlardan önce seçme seçilme hakkını vermiş. Şimdi Atatürk’ün yaptıklarının hepsini burada saysam, sayfalara sığmayacağını siz de bilirsiniz.
Sayın Esen sizin anladığınız solculuğun özü antiemperyalist olmak değil midir?
Adında halk varmış ama halk oy vermiyormuş. Olaya bu anlayış ile yaklaşan bir yazar, seçmenlerin iktidar partisine adındaki Adaletten dolayı oy verdiğini düşünüyordur herhalde!
Sokrates’i öldürmeye götürüyorlarmış. Karısı “seni suçsuz yere öldürecekler diyerek ağlıyormuş. Sokrates, sus be kadın birde suçlu yere mi öldürselerdi” demiş. Şimdi söze bakalım: CHP oyunu “eğitimli” kesimden alıyormuş. Ve buradan anlıyoruz ki, CHP’yi sorgulayan yazar, iktidar partisinin cahilliği örgütlemesini büyük bir marifet olarak görüyor. Sayın Esen’in diğer yazdıklarına üzülerek fazla değinmeyeceğim, çünkü bunların çoğu Ergenekon iddianamesi ile bire bir örtüşüyor.
Aslında Serdar Esen ve benzer yazarların CHP’ye saldırmasının dayanılmaz hafifliğini gayet iyi anlıyorum. İktidar partisi ülkenin bütün kurumlarını teker teker ele geçirirken, bir tek CHP’yi işgal edemedi. CHP, devletin bütün gücünü arkasına almış iktidar patisine karşı tek başına direnmeye çalışıyor. Bu da son dönemde tek adamlık modelini benimsemiş iktidar partisini fazlasıyla hırçınlaştırıyor. Bu nedenden dolayı da, ülkede ne kadar iktidar taraftarı, iktidara yaranmaya çalışan ve iktidardan korkan medya varsa, hepsi birden CHP’ye acımasızca saldırıyorlar. Sıkıntılı olmasa, CHP’yi Cumhuriyeti kurmakla bile suçlayacaklar. Diyeceğim o ki, bu saldırılara kendisini CHP’ye yakın gördüğünü düşünen yazarların da katılması, ya kendi tarihini bilmemekten ya da kalabalık psikolojisinden kaynaklanmaktadır.